Sahi adın sevgi mikimi süpürürdün bu sokaktan tozunda cirit atarken düşlerim sağa sola yalpalarken hayallerim nasıl düşürürdüm seni kendimden nasıl düşerdim senden aşk çöpçüsü müsün yoksa gönülden sevda süpüren yüreğime dokunan usul bakışlar neden neden durmadan arkana bakman yolunda düpedüz ilerlerken bir tren her durakta yeniden tökezlemen her durakta merhabama sessiz gülüşler eklenir yeni selamlara uğrar yol yollarda özlemle bekleyenler çoğalır nereye adım atsam, bir bir vurulur düşler koluna girmeden aşkın öldürülür sabahlar sendin yıldızlarını dokuyan gecelerimin, yıldız sendin o parmakla gösterilen en parlak yıldız değil ay’ı perdeleyen , çepeçevre saran o pır pır eden yüreği kalıplardan sıyrılmış gülüşlerimi doğuran samanyolu ne takılır küreğine süpürdüğün sokaktan gül saklanmış kitaplar mı yoksa artılar ölmeye yatmışken yaşam dizeleri yazdıran her parmakta bir pırlantadır anlam o körebe saklandığın duvarlarda kalmayan hayallerle yürürken üç beş adım caddeye lâmba ışığında dirildiğini anımsardın düşünde yeni Ben’e girmeyi denerdin ilk attığın adımda yürüdükçe değişirdi kimliğin, sokak adları gibi her isimde bakardın yarına, yarı açık gözlerle kapına bir avcı dayanıncaya dek böyleydin çalardı zilin; bir dünya turuna katılırdı sanki yüreğin her çalışta değişirdi notalar, her dokunuşta ayrı mahkeme duvarıydı yüzün sonunda, dingin hakkını yemezdin sokakların, her girişte ve çıkışta yeni ben’ler eklerdin yepyeni sokaklara neydi sahi adın adın sevgimi, düşü mü sevgilerin? aşk çöpçüsü müsün yoksa, yoksa ne? yüreğime damlayan usul bakışlar!.. 13. 01. 2012 / Nazik Gülünay |
Değerli şairim sayfanızda yürek sesinizin yansıdığı anlamlı güzel bir eser okudum nice böyle güzel eserler sayfanızda görme dileğiyle kalemin daim ilhamın bol olsun selamlarımla kalın sağlıcakla