Tarık Yıldızı
i
Güneşin müjdecisi sabah yıldızına, İsmi Tarık olana, Gebeliğin tanrıçası olan incir’e, Sırt suyunun zürriyeti olan zeytin’e Tek gamzeli veletlere, Ayaklarında cihanı sallayan annelere, Atlara, halktan yana olan kanunlara Kökleri kurusuca saray sütünlarına Doğum anımda annemin kırmızı yanaklarına Allah’a inanır gibi inanıyorum, Kâfir olduğumu söylüyor mollalar şeyhler, Şerlerinden o’na sığınıyorum. ii Babamın şakaklarında limon ağacı, Limon kokusunda çocuklaşırım. Üzengi kokuyor vaktin atlası Bükümlü bir alfabe mahrecime konuyor. Vahiy iniyor dudaklarımın ucuna Kırmızı elmalar değiyor, Annemin yanaklarına. İki elif miktarınca kollarımı açıyorum Dört elif miktarınca sarılıyorum. iii Ve ben Adem’in halefi Varlığının yüz görümlülüğü Havva’nın mutluluk gözyaşları Rahminin müstesna eseri Ben insanoğlu. iv Nasrani mabetin incir kokulu avlusunda Karnımı yararım irice bir teslimiyetle Bağırsaklarım dökülür ayak uçlarıma Endişelerim, korkularım, kederlerim Ateşe konan kelebekler olur. İkinci beynim tutuşur yangınlarda Zihnim bulanır, zihnim küheylan olur. Simurg gibi doğarım kalbimin atlasından Şüphelerim arınır, Benliğim İsa ile Musa’nın sünneti ile tanışır. Sonrası zemzem sükuneti, Üstüne selamet konmuş dağ dinlencesi. |
Ve muhteşem simurg'un efsanevi dalışına tanıklık etmek gibiydi.
Hep düşündüren kaleminize teşekkürler, hocam.
Çok saygı ve selamlarımla.