Midemdeki Bilme Kusuru
Bilmiyoruzun midesinde bulantı
Ne zamandır yemiyor kitaplar sanki Bir ormana saygı cezası içinde hüzünlü Ağaçlar soyunuyor manzarası ardında Buna diyelim selüloz çıplaklığı ve her biri yeşil bir göz kusuru Renksiz ve geçerken hızlıydım Bir araçtayım ve şöför kızgındı Birlikte küfür etmek zorundaydık Gözlerimi kaçırdım En azından onlar yeşilde kalsın Ağaçlar ahlaksız belli Soyunuyor kahvem Sende mi diyorum Buharında saunaya girmiş konuşmalar Örneğin terlemiş biri söylüyor Aşk özensiz ve gereksiz ise Kafein tuzak sevgiliye karşı uyanık tutarmış bizi Sevgili dediğin selüloza yazılır ve mektupta kalır öylece Dolayısıyla o da ağaç gibi çıplaktır En azından herkes öyle ister sevdiğini Büyümek bir ağacın halkasında bulanık O nedenle bu sabah birbirine değen ve değdikçe görüntümü parlatan İki kolye astım göğsüme Çünkü doğumum çamur izidir kaldırımların Sol koluma bir gün çürüyeceksin diyorum Parlaklığına neme lazım güvenmesin Banka reklamlarının hayaline doğru Yüzen korkuları görünce Şubeye söyleyin Duygumdan üç kuruş fazla alsın Şah damarım güvercinle ahenksiz uçuyor Çok söyledim ama Hiçbir şey duyumsamıyor beni Duyma problemi duygunun dilsiz hacmi Ne yapsaydı bu ormanlar? Öncemizden sonraya güzel bir manzaradan başka? Esirgemez varlığımı limitsiz hızlar Henüz ölmedim saydım üç kere Gençtim bilmedim çok şükür Şöförün ensesinde patlayan öfkeyi Bir ben şaşırıyorum bir teneke yığınında Ulu orta çıplak görmemize Hazır mıyız bilinmeyene? Kış gelmiş Üşürüz hırkamızı giyelim |
tebrik ederim parlain böyle samimi şiirlerin hastasıyız.