Evinin kadınıZaman’dan çalarak askıdan indirip takarak giysileri bulaşıkla zorunlu kanka şarkılarla ovalayarak biraz okşayıp, koklayıp çiçekleri, sulayarak az çocukların oluru az bizim olmazsa olmazlarımızla aralık bırakarak evin kapısını az soluk almak için kilidi ruhunda saklayarak kolay değil evin hem kadını, hem hizmetçisi olmak yemek yerken şiir yazmak ara sıra güncele takılmak sanki hep bir yerlere takılır gibi kimi saçlarını zor taramak alel acele ayakkabıların tozunu silip sokağa fırlamak sonra ilgi alanında olmayan şeyler konuşmak dinlemek, bir dinlence anında müziği şarkıcıyla yarışmak, kimin sesi daha güzel aldırmamak, sokağın öteki ucundan duyulmasına bütün pütürlerini kazıyıp sokağın kendi sesinde kalmak hem kadın, hem anne, hem sevgili olmak düzlemek hayatın bütün çıkıntılarını engelleri zıplayarak atlamak sonra yarışmak karşı balkonla kimin çamaşırları daha beyaz kimin çocuğu daha güzel okul kazanacak insan olduğunu bilerek çocuk kasnaklarında sevgi dokumak ayakları yere değse de fark etmez kocaman bıyıklı adam olsalar da hafızalarında ninniler torunlar verseler de eline sırtımızda çocuklar!.. 14. 12. 2012 / Nazik Gülünay |