Yıkıkbir taş eksik yollarda ayaklar altında gül kim gelecek gözlüyorum izlerin bile döküldü pul pul alnımdan geçmiş günleri kaldıramıyorum yoksa yalnızlığım mı taşıdığım kırgınım yükümle barışıklığım sümüklü böcek izi tosbağa güneşi yıkığım inşaat açık tahtalar düz, yapı kırık ne tahtalar bükülüyor ne yapanların elleri geçmişten borç bir gün alabilir miyim ya gelecekten silsem beni sahi çizer misiniz tepe başına çiğdem çocuk avuçlarıma bir tutam nohut daha yazamadım gül dirisi şiiri salya sümük ağlamadı çocukluğum kaçıncı yaz sıvadı acı lekesini doruğa tırmanan bacaklarımı istiyorum istemiyorum bir şilt olmak ya da pörsümüş belge aşkla yutturulmayayım yılanın koynuna hep taşlar eksik yollarda iyi ki gördüm çocuk ülkelerini çaya kurtarılan balığı od ocağı, komşu evleri, dost başkanları savaş ve değirmeni su yürekli bakışlar ezmiyordu ekini sevgi yok dedi, ya inansaydım şiir aramasaydım taşın gediğine belki de gerekir o kutsal el bir tütsü gibi cesaretin sıvarsın kitaplı gönülleri gerçek sözcükler hazinesi yıkılır mı yalnızlığım yüküm somut insana dönüştürebilir miyim düşlerimi.. -Eski bir şiirim- |