Flüt sesigece yarısı bir çocuk flüt çalıyor düüt düüt düt gibi bir şey canı çıkıyor notaların ağır aksak bense sokakta benden başka kimlerin yürüdüğünü kimlerin tökezlediğini veya yaşamaya çalıştığını düşünüyorum kim geçti alnacıma ( halam böyle derdi ) şeytan mı melek mi? bilirim ilerde bir durak var dur durak demeden koştuğumuz birileri yedi koldan itekliyor biri ayağını uzatıyor eşine- ayakkabımı çıkar diye- odayı öksürük tutuyor, duvarları çatlıyor sıkışın biraz daha dolmuşa der gibi kaç kişi sığar bu yalnızlığın içine dumanlı bir tepesi var karlı yamaçlar kendimden iniyorum aşağılara yalnızlıktan daha zor kimsesizlik yaşadığın yılların merhabalarını topla gel bütün acılarını ez havanda, iç hazırla birlikte pişirelim sevgi aşını, diyesim var sevgi deyince rengi kırmızı solgun düşlerin içinde bitti iyice kalaylandı söz asi bir çiçek açardı içerdekiler mi, dışardakiler mi mutlu? bu bozuk, acemi notalardan anlaşılmaz ben kalsam mı içimde, dışıma taşmaya çalışarak yoksa sokakların tozu mu öksürtse millet kımıl kımıl kurt gibi ayrılmıştır sürüden tek başına değil kılavuz koyun çıngırak sesi duyuluyor sahibi var dağ başının diyemedim ikisi de sıkıntıdan sokağa dar atar düşlerini bir Kızılderili ruhu dolaşır tepelerinde.. 01. 04. 2013 / Nazik Gülünay |