Dünyanın en saygın iş insanlarından Elon Musk tarafından geliştirilen Neuralink adlı şirketin aynı adlı projesini inceledim. Proje insan beynine saç telinden çok çok daha ince kablolar yerleştirilerek, beyindeki sinir hücrelerinin sinyallerini algılayıp insanın herhangi bir fiziksel eylemde bulunmadan iş yapmasına olanak sağlıyorMUŞ. Proje fareler ve maymunlar üzerinde çoktan denenmiş. Hatta bir adım ileri götürülerek kabloya dahi ihtiyaç duyulmadan, beyindeki bir çip ve blutooth yardımıyla sinyalleri alıp, bir cep telefonu uygulamasına aktarabilmekte imiş. Şimdi yine bir adım daha ileri gidip, beyin-bilgisayarın da ötesinde beyin-beyin ilişkisini sağlayacak teknolojiyi üretme aşamasına geçmişler.

Anlatması şiirden uzun sürdü ama bu teknolojik deneyim güzel görünse de, beni korkuttu. Yarınlarımız kimin ellerinde. Düşüncelerimiz, benliğimiz... Sinyalleri okuyan, onları yönlendirip bizi istediği gibi kullanabilir de. Artık bu tür şeyler komplo teorisi değil kanımca.

Ve tüm bunların suçlusu, bilginin peşinde koşmayan bizleriz. Bizler ve bizden öncekiler. Zamanımızı eğlence, kazanma, mal mülk edinme (aslında hiç bir şey edinememe), saçma sapan konular, futbol maçları, gece kulüpleri, cinsellik, küçük zaaflar vs gibi boş şeylere harcayan bizleriz suçlu. Zaten bunları istememizi, bunları yapmamızı ve uyumamızı isteyen de onlardı. Biz uyurken onlar çalıştı ve bizi zehirleyen şeyleri bize ödülmüş gibi sunup sattılar. Biz de aldıkça övündük, eşe dosta hava attık marifet gibi. Şimdi bunların acısını torunlarımızın torunları değil, evlatlarımız ve şu an 1-2 yaşlarında olan çocuklar çekecek. Artık uzak değil. Yakından da yakın.

İnsanlığa dair umudum bu videodan sonra tükendi diyebilirim. Zira uyanacağa benzemiyoruz.

İlim zalimin elinde, tatlı bir zehirdir.
İçmeye can attığın.
Gördüğün tüm beyazlar kirdir,
Canına, ruhuna kattığın.

Zaman değil,
Toprak değil,
Zihin değil,
Yürek değil,

Evladının yüzündeki tebessüm,
İçindeki hürriyet,
Benliğindeki bendir,
Bir hiç uğruna, cehalete sattığın.