GÜZEL GÜNLERİN ŞAFAĞI
Güzel günler görürüz belki.
Hayalimizdeki kadar güzel, Biz bize olacağımız özel günler. Belki tüm sancılar uzak diyarlara göç edip, Sanrılar bedenini terk eder. Ne bir endişe kalır gözlerde geleceğe dair, Ne de kapımızı çalar artık keder. Güzel günler görürüz. Sütü inekten sağıp, Elmayı dalından yeriz. Çalılarda böğürtlen toplar, Dikenlere huzurun resmini çizeriz. Çam ormanlarında yürürüz. Çam sakızı yapışır dişlerimize. Kokusu, rengi tat katar gülüşlerimize. Plastik değmemiş topraklar üstünde, Uzanıp gökyüzünü izleriz. Üzerimize konan uğur böceklerini seyreder, Karıncaları alnından öperiz. Hayallerimizde hep kurtardığımız dünyayı, Belki karış karış gezeriz. Yine küçük şeylerle mutlu oluruz. Küçük şeylerle, küçük evlerde. Şen kahkahalarımız yankılanır Ağladığımız yerlerde. Silinir gider gözyaşlarımızın izi. Belki sevdiğim, güneşli günler bekliyor bizi. Buzlu merdivenlerden çeşmeye inip su doldurduğumuz, Islak yorganlara büründüğümüz, Salça kavurup ekmek bandığımız dünler, Biletidir belki bizi bekleyen güneşli günlerin. Sevdiğim. Ben bir ömrü ellerine verdim. Kusurlarımla. Çaresizliklerimle, Tüm yalnızlıklarım, Yalnız bırakılmışlıklarım, Aldanmışlıklarım, Zanlarımla. Serin suların içinde yüzdüğümü sanarken, Biçare içine düştüğüm harlarımla… Ne bir yüz görümlüğüyle karşıladım seni. Ne de altın kapılı hanlarımla. Ömrü avuntularla geçmiş bir gariptim. Sevginin zenginliğine taliptim. Sevdim… Hem iyi, hem kötü, İnsana dair tüm yanlarımla. Belki bir gün her şey düzelir havasıyla değil. Kat kat artsa da yüküm, Seninle geçecek ömrümün hevesiyle. Sensiz bir düş kurmadım. Mutluluğu, Senden ayrı hayal etmedim. Ama belki diyorum sevdiğim. Belki güzel günler de bekliyordur bizi. Bilirsin biz, Bilene bilene bildik, bildiklerimizi. Misliyle ödedik aldıklarımızı. İsyana bozdurmadık kanaatimizi. Hainliğe kurmadık saatimizi. Çula, çaputa Betondan bir eve Demirden kaputa Bir okka etle, iki bağ ota Üç kuruşluk menfaate, Riya aleminde kurulmuş sahte şöhrete, Ziyan etmedik benliğimizi. Birer kar tanesiydik sevdiğim. Birbirimizden başkasına değmedik. Erimedik toprağa düşer düşmez. Zamanın pasında kirlenmedik. Sürekli irkilip kaldığımız, Hep silkinip durduğumuz bu alemde, Bize bir "belki"lik yer kalmış mıdır? Tüm sıfatların suretini yitirdiği, Yüzlerin astarını yırttığı bir zamanda, Biz biz olarak kaldıysak eğer, Mutluluk demini almış mıdır? Kırıp zincirlerini bir bir, Kendini koynumuza salmış mıdır? |