CAN BOĞAZDA
Boğazda kurudu boğazım,
Can boğazda canım sende kaldı, Rüzgâr savurdu gözüme külleri, İstanbul sokakları baştan aşağı, Sinir uçlarımı kazıdı geçti, Bir vapur sefası dalgalar arasında, Seyrederken Güneşin kızıllığını, Başımdan aldı Mahmure aklımı, Aklı çalınmış kafayla sokaklarda, Camlar buharlanmış gözümde, Ağzım pranga gibi maskeye emanet, Ağzını kapa diye saldıran kadın, Maskesiz yaşama gözleri kapalı, Arguvanlar rengarenk kıyıda, Kokular misk gibi geliyor burnuma, Dindirmiyor bu havalar beni, Bir yaram var içimde, Elleme İstanbul! Kalsın yerinde, Ahımı işitse dağların, Motorlar beklemez karşı kıyıda, Balıkçılardan arta kalan teknede, Martılar bir uçup bir konuyor üstüne, Yalan kokusu geliyor burnuma, Koku salar mı yalan demeyin boşuna, Canıma can kattı doğrular, Yalanlar boğazda canımı sıktılar, Boğazda bunalan can, Can ve canan aşkına bir kara kedi gibi, Yüreği tırmaladı canı boğazda bıraktı; İstanbul Ey İstanbul! Suların bulanık, Derelerinde lağım, Üstünde karabulut, Sarayların bahtı yanık, Ömür çizgisinde bir sayımlık, Takvimler yırtılmış toprak gibi, Umutlar hep yüreğime tünedi, Savruldu gitti koca zaman, Anılar arasında soluk bir nefes kalan, Aklım çalındı duygularım perişan, Umutlarım yalan son nefesim küheylan, Boğazda kurudum demir attı bu can, Can boğazda canım sende yatan! Erol KEKEÇ/15.04.2021/0022 |