Hayalete Çay
kapı aralığınca gülen biri
daha yaklaşsa ıslak bir orman yoluna sapmak için bisiklet sürmeyi öğreneceğim keşkeye dair bir şey eksilmiş de ağzımda mızıka ağaçlara bakınacağım biraz yok onu da çalmayı bilmiyorum özsuyu sızıyor bir anlamda kalbimin şehir çöplüğünde martılara versem ne dersin? iğrençti biliyorum yorulmasın durduk yere renkleri boğuyorum anbean iskeletime sığmıyor gri ne zormuş birader dolmuşa otuz kişi binmişiz birinin arya söyleme isteğini bastırıyoruz mavi bir kaptan, beyaz köpük yapıyor hizamız deniz uzay yolunda vardı böyle şeyler ona da inandım tuhaf bu nedenle bir pelerin giymiş hayaletini eteklerinden tutarsam bir kol boyu ve harakiri uzağında gövdemden kovacağım derdim dur biraz kesitini alıyorum ruh dediğin bir ölçü birimi eksilince de yaşıyoruz bir eksik bir fazla fark eder mi? gittiğince maruz kaldım kendime duymadım iki çay pardon. |
Adı üstünde dolmuş bizde doldurduk işté
Güzel farklı tum güzeliklerden farklı güzelikteki şiirinizi kutlarim selamlar