Tekleyen ElmaSesinin dağıldığı yağmurdan geçtim önce şiir dedim sonra aşk Kokun yayılıyordu duvarların arasında Yüzüne yürüdüm hatırlıyorum sessizliğimi bozdun vakitleri kurdun Ayık tuttun beni Ayık tuttum seni Kapı eşiğine vurduğum ayak serçe parmağımın sızısı geçti bunda bir sır yok senin ellerin de sır paketteki son sigara Şisedeki son damla derinde çok derinde Şiirin imlasının bozulduğu ahlaklı insanın tükendiği hırsızın haklı arsızın ünlü kaypağın sözcü katilin aklandığı bu yerde Tutuklayacaklarsa eğer şiirimi ellerim arkada bırakacağım arkada saçlarında. Usanmadan, sıkılmadan, eğilmeden, bükülmeden geçtim tüm köprülerden de nasıl geçilir gözlerinden hiç bilemedim bilemeyeceğim Geçen şu kervan ömrümü taşıyor ömrüm eğleniyor koynunda eğlendikçe uzuyor Dün masaldaki elmayı aradım elmada elmaymış ha. Aynanın karşısında durup düşünecek kadar naif değilim Dudağının izini sevdim şiirsel birkaç şey söylemem gerek burada Tam karşımda boylu boyunca uzanırken varlığın varlığının soyunduğu bunca koku ve gülüşlerin kaplıyor şehrimi övünebilecek çok şeyin var tenin de bunlardan biri. Ateşi aradım buldum daldırdım ellerimi gecenin orta yerinde bedenine bir şah damarından tekliyordu ağzım bir de tam orada suyun denize aktığı yerde. |
Bana mısın demedi bu kadar teklemeye..