Mahremiyet
Ve sesimde senin kelimelerini buldum
sesim güzelleşmişti sen gibi konuştukça sularından geçtim sularından içtim sularından sebeplendim Bana görmediğim şehirlerden bahsettin vardığımda çiçek açmıştı bahçeler. Kimse küstürmedi beni gökyüzüne bir çift beton bloklar asılıydı sadece ellerimde Severiz bilirsin biz ülkece iş makinelerine bakıp durmayı buldozerler geçti köprülerden Köprülerde köprü ha Londra mahkemelerinin garantörlüğünde Kara trenler kömür taşıyor ocaklardan demiri toz ettiler suyunu çıkarıp çeliği işlediler eğip büküp şekil verdiler şekil de şekil ha ucube gibi madam ya adam fark etmedi öğütüp öldürdüler. Ben yine gittim tasasızdım linyit kömürü kokmayan şehirleri görsem yeterdi Gözlerine yerleşmeye o gün karar verdim Herhangi bir yılın başı yada sonu değildi zira herhangi yıllar ve senli yılların arasında iklimler boyunca fark var Ben şiiri ve seni nasıl anlatmam gerektiğini unutuyorum ara sıra Zira yetmiyor kelimeler Gördükçe seni Öpülesi olanı nasıl sadece kelimelerimle anlatabilirim sesler bir bütündür sevgilim sessizlikte bir bütün Ben seninle saatlerce sessizliğe bürünüp Apansız bir fırtınanın gözüne inebilirim. Tanrılar şiirlerime baktığı zaman bir gülüş güleceksin sen uyandı Prometheus renkler çiçek açtı Fısıldadı masada boş bir kadeh Gözlerim ufka takılı kaldı Mırıldandım Sevmek zamanı ya da sevmek Deniz uslu ama deli Var mı gitmek o Denize elbet sıfatlara kanmadan adları sayıklamadan Bir gülüş güldü ki kapattım gözlerimi Var mı gitmek o Denize gitmek ve kalmak olmaz mı hiç... En büyük mahrumiyetimdir mahremiyetim olan kokun. |
Ne güzelsin şiir