Bıçak Yarası
Bilirsin kıymazdım saçının teline
Nasıl gittin böyle sen nasıl kayboldun Yazmıştım adını kalbimin içine Şimdi şu yüreğimin acısı oldun Öpmeye kıyamaz doymazdım tadına Akrostiş şiirler yazardım adına Zümrüt’e değişmez vermezdim Altın’a Şimdi cebimin kuruş parası oldun Bazen neşe gördük bazen hüzün gördük Beraber ağladık birlikte de güldük Gün geldi ekmeği ortasından böldük Şimdi önümde zehir sofrası oldun Her an inanırdım verdiğin sözüne Dua ederdim nem değmesin gözüne Besmele çekmeden bakmazdım yüzüne Şimdi alnımda utanç karası oldun Tertemizdi soyun bir leke bulunmaz Sanırdım altına pis çamur bulaşmaz Kendi düşmedikçe dillerde dolaşmaz Şimdi kem dillerin maskarası oldun Kar yağsa üstüne ben tenden üşürdüm Gece gündüz demez seni düşünürdüm Diken batsa sana candan üzülürdüm Şimdi lâl dilimin bedduası oldun Sevgiyle bakardım gözüne masumca Kahrolurdum kötü bir şey duyunca Gözlerim dolardı sen mutsuz olunca Şimdi içimde nefret tarlası oldun Çileler hep beni nasılda buluyor Yürek ihaneti kalbime soruyor Sanırdım arkamda dağ gibi duruyor Şimdi sırtımda bıçak yarası oldun İhaneti görmek kaderimde varmış Hain yılan gibi canıma dolanmış Merhamet tükenmiş vicdan kalmamış Şimdi dilimde feryat nârâsı oldun Sanma yaşıyorum tükendim de bittim Yaktığın yangında eridim de bittim Kanlı yaş dökerek çürüdüm de bittim Şimdi kor ateşlerin çırası oldun Erhan DOĞANAY |