hiç olmasaydım keşke böyle .... . oysa, sıradan insanlardı hepsi bunlar hiç mi hiç yakışmazdı insanlığa hepsi hepsi buydu zaten böyleydi yaşam sonu baştan belli bir yol idi bu kahrolasıcası ve dahi, yakışmadı zaten… . göz göre göre gözmezden geldiysem çığlık çığlık feryatların seslerini duymazdan bana ne! lerin çıkmaz sokaklarına düşmüş ise benliğim, yazıklar olsun benim insanlığıma hiç olmasaydım keşke böyle! . oysa, sıradan insanlardı hepsi aynı değişmez kaderi birlikte paylaşıyorlardı doğarlardı kendi kararları olmaksızın yaşarlardı kendi öz benliklerini dahi bulamadan öz benliğin dahi farkındasızlığında ölürlerdi bilinmeyen bir anda hiç beklenmedik biçimlerde işte bu değişmez kaderleri kendilerinin yazmadıkları çok açık ve net idi . sonsuz bir bilinmezliğin tanrısallığına teslim oldu kimileri kimileri hiçbir anlam bulamadı olana bitene dair hatta nefretler geliştirdi kimileri de olana bitene şeytan işiydi onlar için olan biten yüce tanrı böylesini istemezdi cezasını çekiyorlardı günahkarlar günahkarlıklarının kör kuyularında ne hali varsa görsün edebiyatını geliştirdiler -inceldiği yerden kopsun- dedi birisi -koparın kellesini- dedi ötekisi -tanrının verdiği canı almak ne haddimize ulan! - -ayıptır yazıktır günahtır- dedi bir başkası ortalık curcuna yerine dönmüştü . -tanrıyı kızdırdık, bu musibetleri ondan yağdırıyor başımıza- dedi bir başkası - kurban vermeliyiz- en günahsızını seçelim insanların bakire bir kız olsun mesela henüz hayatının baharında! olurr ! bize uyar dedi diğerleri sevinç naraları gırıla gidiyordu orası kesin zaten çıkıp birisi de hiç sormadı mı ? - neden en günahsız en suçsuz insanları kurban verelim ki ? - - insanlık bu değil ulan akıllı olun- deyip ve dahi, - azıcık da insan olmayı deneyin ulan uğursuzlarr - diye eklemedi ? . kimbilir kaç binlerce masum bakire kız çocukların kanlarını akıttı o soysuzlar beş para etmez dangalaklıklarıyla! oysa, sıradan insanlardı hepsi bunlar hiç mi hiç yakışmazdı insanlığa hepsi hepsi buydu zaten böyleydi yaşam sonu baştan belli bir yol idi bu kahrolasıcası ve dahi, yakışmadı zaten… . üzerinden binlerce asır geçti böylece hala aynı aymazlıkların esiri bir insanlığın sülükleştirilen yapısında kanı akıtılanlar kanı emilenler, yine suçsuz günahsız insanlar değil mi ? . gelelim devrin sülüklerine, yüce tanrı böyle emretti yalanlarıyla suçsuz günahsız insanların canlarını almayı cihattan saymaya başlamışlar da mallarına, ırzlarına namuslarına çökmeyi de cihad ganimeti yavşaklıkları haline getirmişler ise ne denir bunca insanlık dışı aymazlıklara ? insan gibi insan olmaktansa ruhsuz şeytan evlatları olmayı tercih nedeni saymış aşağılıklara ne denilebilir ki ? işte, sözün bittiği yer dedikleri yer burasıdır… adiliklerini , aşağılıklarını , anlatmaya kelimeler kafi gelmez biliyorum bu gün . geçmişten bu güne insanlığımı yargılıyorum ben belki biraz daha insan gibi bir insan olabilirdim olamadım göz göre göre gözmezden geldiysem çığlık çığlık feryatların seslerini duymazdan bana ne! lerin çıkmaz sokaklarına düşmüş ise benliğim, yazıklar olsun benim insanlığıma hiç olmasaydım keşke böyle! hele hele Şeytandan farksız insanlık düşmanlarının ellerine verdiysem tanrısal , çapsız , insanlıktan nasipsiz yalan yanlış hikayeler uydurma ruhsatlarını , suçun büyüğü bende değil mi ? . yazıklar olsun benim insanlığıma hiç olmasaydım keşke böyle ! … . . Mert Yiğitcan 12 şubat 2021 / istanbul |
gönlünüze sağlık değerli şiir dostu.
kutlarım.