Bir yol hikayesi ...hemen hemen bütün yollar kapatılmıştı onun için yalnızca bir tek yol bırakılmıştı ! seçme şansı yok gibiydi bu durumda mecburen yolu tuttu yürümeye başladı kalabalığa karıştı yürürken mecburen o tek yolu yürüyenler farklı nedenlerle yol almak gereği farklı hayaller için yola çıkma kararları farklı amaçlar ihtiyaçlar ihtiyaçlar ama, tek bir yol vardı yürünebilecek … yürüdükçe uzayan uzadıkça dikleşen yorucu bir yol amaçlar hedefler idealler herkesin kendi dertleri herkesin kendi bireysel çaresizlikleri çözüm bulma umuduyla yürüyen milyonlarca insan aslında işin özeti bu insanların hepsi için elde olan neydi? tıkanan tüm yollara karşın açık tutulan bir tek yol aslında yolun sonu çözümsüzlüklere kadar uzanıyordu görebilmeleri, bilmeleri mümkün değildi görebilme anlayabilme değerlendirebilme idrak yetenekleri çoktan beridir yok edilmişti ‘’ yürü ! ‘’ demişti birisi kimdi neydi önemi yoktu yürünecekti o yol yüründü de milyonlarca çaresiz insanın ulaştıkları yer hepsine de farklı biçimlerde hazırlanmış çözümsüzlüklerdi … her birisi içiiiiiiiin! özel hazırlanmış çözümsüzlükleeerrrr! hepsinin de yürüyebilecekleri bir yol bir çözüm ihtimali gibisine açık tutularak sunulmuştu onlara artık hepsi birbirlerinin çözümsüzlük yol arkadaşı bir bakıma çözümsüzlük ortağı olmuşlardı … mutlu azınlıkların felsefesiydi mutsuz, çaresiz çoğunluklar yaratmak … anladılar mı bilinmez ne tür bir senaryonun figüranı olduklarını eriştikleri çözümsüzlüklerle uğraşırlar şimdilerde şarkının dizelerindeki gibi ‘’ bu türkümle bu feryadım ‘’ ‘’ senden geldim sana Tanrım ‘’ ve dahi ‘’ bir yol göster bana Tanrım ‘’ gelinen yer çözümsüzlükler aşaması ise idrak edemezler elbet oysa ki ; yol bitmiştir aslında … Dünya üzerindeki bütün zenginlik ve servetlerin % 95 i , dünya nüfusunun % 1 i kadar küçük bir mutlu azınlığa ait. Şimdi o mutlu azınlığa da bir gülümseyelim hep beraber. ‘’ İyi ki varsınız. İyi ki de, bizler için, bu çözümsüzlüklere giden yolları da yapmışsınız ‘’ diyelim mi? Mert Yiğitcan 18 mart 2023 / istanbul |