Tavandaki O BoşlukŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Günü gelmişti, yeniden...
kanı ellerindeydi canı sessizce karıştı kanına bacaklarının arasından süzülürken gururu öylece bakakaldı gözlerinin önünde hareketsiz duran kirletilmiş tavana bir çığlık araladı o an cehennemin kapısını sarsıldı her yer gökyüzü boyandı birden kırmızının her tonuna sebebi sandı kendini öylece susuverdi içinden dolup taşan utançla acaba çok mu canını acıttım diye düşündü gözlerimdeki acının düştüğü tavandaki o boşluğun canını ya da sökülürken tırnaklarım kökünden çizdiğim o tahtanın duydular mı ki çığlığını matematik de şaştı sanırım dedi evrende baktı hiçbir şey başka bir şeyle toplanamıyordu artık dağıldı birden tüm hesapları afalladı hayalleri etkisiz elemandı ama nedense sıfırlıyordu artık temas ettiği her bir varlığı düştü düştü bitmek bilmeyen bir kara delikti sanki dünya düştü düştü ama anlayınca bütün bunlar bir düş değildi düşerken de cehennemi doldurdu içinde büyüyen o kocaman boşluğa bir çukur gibi mezarını kazarken gelecek düşünmek istemedi hiçbir şeyi ama beceremedi hep dönüp durdu çaresizce en başa teninde soluyup dururken cehennemi iblisler girdi koynuna her gece ama direnemedi lanetlenmiş her bir yaratığı defalarca doğurdu tenine işleyen karanlıkta düştü düştü durdu sanki dünya sonu gelmez bir kara delikti yine açtı gözlerini son bir hevesle ama baktı ki maaalesef hiçbiri bir düş değildi yine acaba canı yanmış mıydı dedi canını zorla söken o canavarın canı ve bir damla yaş düştü sonra gözünden sadece tavandaki o kirlenmiş boşluğu doldurdu y... |