Makamlar Arası Bir Yolculuk‘Bir hüzün makamı düşer dilimden’ Zaman eskisi gibi değil Tenimi okşayarak geçmiyor artık üzerimden Kendinden geçmiş bir sarhoşun doyumsuz iştahının sonu gibi Kusuyor seneleri sanki saniyeymiş gibi üzerime Dalıp gidiyorum kendinden geçmiş zamana inat Ben bende değilken Hayat sararmış yapraklarıyla örtüyor üzerimi Kurumuş dallarla bir tabut yapıp giriyorum içine Duasını da hayırsızların avuçlarından alıp sürüyorum yüzüme ‘Bir alaturka makam işliyor ciğerime’ Bu saatten sonra diyorum Ki Saatler de yapışmış kusmuk gibi yatarken kaldırımda Bakıyorum gidebilme ihtimalim de mazgaldan akıp gidiyor Her şey gidiyor ama Bir ben kalıyorum olduğum yerde ‘Bir çığırtkan makam yapışıyor kederime’ Her şeyin bir zamanı vardı ama ben kaçırdım diyorum Söylenmemesi gerekeni söylemişim gibi Yer yerinden oynuyor Korkuyla fırlıyor yuvasından gözbebeklerim Alıp saklıyorum onları ceplerime Susuyorum ölüm gibi Sadece bir yutkunma hissiyatı Geriye kalan iki damla gözyaşı işte ‘Bir yenik makam yerleşiyor bildiklerime’ Derin bir nefes çekiyorum asla ciğerlerime ulaşamayacak Aslında Sadece çeker gibi yapıyorum Hani yaşıyorum ya Yaşayanlar nefes alıp verirler demişti doktorlar bana Ama biliyorum Lanetli bir nefes içimde kalan o son nefes Dolanıp duruyor kararsızca ciğerlerimde Hani Üflesem kıyamet Kalsa daha da büyüyecek içimdeki eziyet Mış gibi yapmak işte bendeki Gerçekliği o muhteşem son getirecek belki de ‘Bir hüzzam makam dökülüyor sarhoş cebimden’ Gelmedi mi zamanım Hala neyi bekliyorsun ki tanrı Yıkıl keder yıkıl sen de Yıkıl koca bir çınar gibi üzerime Cevap vermiyor baksana duvarlar Her gece bedenlerini kanımla sulasam bile Ah Ama yine unuttum Sessizliğini ödül olarak doldurmuştu tanrı ceplerime Her cevapsız duanın ertesinde ‘Bir isyan makamı düşüyor zihnimden’ Hey Eziyetine bir çeki düzen ver tanrım Çivisi çıkmış olabilir her şeyin ama Dile isyan Toprağa can düşürecek acılar Yasak değil miydi cennetinde Değilse şöyle Çekip alacağım ruhumu içimden Ve Savurup atacağım ayaklarının dibine Üzerine basıp geçen sen ol Hiç değilse çiçekler yeşillenir cesedimde ‘Bir mırıltı makamı yapışır kalır ellerime’ Çivisi çıktı her şeyin demedim mi ben sana Yarattığın günlerinden haberdar mısın hala Canının istediği gibi geçer oldu zaman buralarda Bazen hafta salı ile başlıyor Bazen pazar Hatta bazen uzun süre haber alınamıyor cumalardan Böyle başıboş bıraktın ya dünyayı Tabii ki köpekler krallıklarını ilan edip başlarına kemikten taç takacaktılar ‘Bir boşvermiş makam fırlar sıkışıp kaldığı yerlerimden’ Her neredeysem Ve her nerede değilsem Ve hatta hatta her nerede olmamı yazdıysan alnıma Aldırmıyorum artık Zaman bile aldırmıyor geçmesi gerektiği gibi geçme gerekliliğine Sararan yapraklar yeşile Beyazlayan saçlar siyaha durdu Işığa ve güneşe öğrettiğin şeyler gözden düştükçe Dünya kendi karanlığından övünür oldu Bir eziyetin gururlu tarihçesidir yeniden yazılan suretine Delirenler akıllıları ayıplarken Utançla saklananlar şimdilerde göğsünü kabartarak dolaşmaya başladı Kaldırımların taşları çatlıyor üzüntüden Üzerine basan ayaklar şeytanın yüzüne yüz sürdü ‘Bir melodramatik makam musallat olur gölgeme’ Ah ömür yalan ömür Ne tatlı yalanlar sakladık koynuna Ah be tanrım ah gözümün nuru Ne doymayan bir iştahla getirdin bizi yeryüzüne Kalmadı tüketmediğimiz hiçbir şey Şimdilerde bitlerini ayıklayan bir evsizin altın yaldızlı tabağındaki ihtişamlı bir akşam yemeği gibi Hayallerimiz bile açgözlülüğe soyundu ‘Bir kıyamet makamı dökülür son nefesimden’ y... |
eksik olmayın efendim.