Herkesin Geçtiğiherkesin geçtiği yoldan geçerdim uzun ince miydi yoksa taşlı engebeli bir yol mu yılları çivilediğim geride dizi dizi bıraktığım zaman tutsak eviymiş önünden umarsız geçtiğim çevresi kalın duvarlarla örülü yer önünde askerler nöbet tutardı sanırım kaçmasın diye Nazım Hikmet’ler sonra gördüm yattığı yeri ortaya kurulmuş eski sac sobayı pencere önündeki küçük masayı ıvırı zıvırı, çay bardaklarını içim katmerli acılarla doldu Deniz Gezmiş’ler için kurulmuş daraağacının önünde karanlık odalardan yükselen diri ahlar duydum boğazıma düğümlendi karanlık tek kişilik zulümhaneler daha ben çocuktum başını mahalle hocalarının örttüğü çöp adama kefen giydiren yaşamaktı gerçeğim nereden bilirdim hayat kimlerin elinde ölür nasıl inerdim daracık merdivenlerden balık kız diye yakalardı erkekler bırakıp atarlardı sokağın ortasına bilmezlerdi, o atılan insanlık çürürdü kuytu izbesinde yolumun düşürmek istemezdim gülüşümü elimden sıkı sıkı tutardım Nazik Gülünay |