Bir gemi kalkar Kalamış'tan Ankara'yaMesela bir sabah kalkıp erkenden Merhaba desek mum ışığında aradığımız gökyüzüne Aladdinin lambasını bulsak, bir sahilde koşarken İçinden kocaman bir dev çıksa, bize sorsa sahip, Dile benden, ne dilersen… Ne isterdik acaba bilemiyorum, Uçan bir halımı, ak tolgalı beyler beyimi Boğazda bir yalımı isterdik Yoksa çıkıp dağın tepesine bir çığ olup yuvarlanmak mı isterdik Haydarpaşa limanından kalkan bir gemiyle Ankara’ya gitmek mi isterdik, Mesela mı derdik yoksa böyle bedavadan kurduğumuz hayallere Çalım atma devri geçti artık firari türkülere Artık gergedanlar oturmuyor fener bahçede Ay ışığında sandal sefası yapılmayalı kaç yıl oldu haliç’te Kar yağıyor üstüme bu gece, ceketim kaldı Paris ‘te Kitabelere düşmez elbet kanadı kırılmış bir kuşun hikayesi Mesela dağlara çekilebilir güvercin resimleri Hangi yolculuğa çıkarabiliriz kalemin ucunda birikmiş şiirleri Keşke rüzgarlar toplayıp getirebilseydim kapınıza Son şansımız, portakal bahçelerinde aramayalım yakamozları. Ölü kuşlar Toplamaktan iyimidir Liseli bir kızın Aşk şiirleri Hangi kavgadan geri kalmışlığımızı yazabilir gazeteler Hangi sabah vardır martıların çığlık sesleriyle uyanmadığımız Hangi meydan vardır ki barikatlar kurup ateş yakmadığımız Öykümüz tamamlanmamış bir şiir olamaz elbet Gecenin bir yarısı kalkıp korkular büyüttüğümüz saatlerde Kuşlar Bir Yusufçuk Bir güvercin Birde ebabil Hepsi her an bizimle değil İhmal edilmiş sevgileri taşımaya gelmişler uçurumun ucundan Ve balıkçılar bu gece karanlığı çekmişler ağlarına Götürüp Karadeniz’in kara sularında yumuşlar Hangi sevdalılar çıkıp gelmiş bilinmez bir kandil akşamından Şairler bu akşam yalnızlığını şiirle paylaşıp evlerinde Sabahta erkenden işlerine gitmeyi ihmal etmemişlerdir Bir gemi kalkar Kalamış’tan Ankara’ya Mesela bir sabah koşuya çıkabiliriz Birazda biz oynayabiliriz çocukların yeni yapılmış parklarında Hatta yolda giderken Bir derviş kıyafetli rastladığımız ilk adamdan Mağaralara kaçırılan şiirin adresini sorabiliriz Konya ovasında at koşturup Çanakkale’de bir çay molası verebiliriz Hatta fırçayı elimize alıp gökyüzüne iri harflerle şiir yazabiliriz Mesela biraz daha kısaltıp mesafeleri Birdir bir oynayabiliriz Şöyle silkinip yerimizden Uzatıp elimizi göklere bir avuç yıldız toplayabiliriz Mesela yani Üsküdar’da oturup Kız kulesini karşıma alabilirim, yada geçip karşısına resim çektirebilirim Tüm zincirlerini kırıp savaş suçlusu tutsakların Büyümeden tırnaklarının ucunda eşkıya türküleri Serbest bırakabilirim, mesela yani Yani haydar paşa’dan limanından kalkan bir gemiye binip Ankara’ya gidebilirim Sınıf arkadaşım Ali’yi keçi örende bir ilkokul bahçesinde görebilirim Ali topu tut diyebilirim Yada çıkıp halamgilin balkonuna çay yada kahve içebilir YAPACAK BAŞKA BİR ŞEY YOKMUŞ DİYEBİLİRİM MESELA İŞTE Lütfi Kireçci ________________________________________ |