Yok Oluş Destanıönce gemilerin kaburgaları kırıldı sonra acı bir ses yükseldi denizden deniz ağlıyordu ama kimse görmedi hem ağlayabilir miydi ki deniz hiçbir şeye yaramayacağını bile bile son kez dalgalandığını bilen kara bayrak dokundu çaresizce gökyüzüne çırpındı acıyla mavi siyahı çağırdı öfkeyle kapla dedi beni kapla durma rengini tüm bedenime ancak sen gizlersin yüzümdeki matemi görünmek istemiyorum bu şekilde kimseye bir martı intihar etti korkuyla son çığlığı yardı gökyüzünü ortadan ikiye ağladı gökyüzü ama dökemedi acısını denize çünkü deniz de çok üzgündü daha fazlasını taşıyamazdı istese bile fırtınaları bekleyen o görkemli kişi de anladım ki vazgeçmişti direnmekten doğanın öfkesine dur diyecek kimse de kalmamıştı geride o son büyük savaş için hazırlık yaparken gökyüzü dişlerini biliyordu şimşekler ve ben öylece dinliyordum bir bıçak gibi sivrilen fısıltılı seslerini gecenin içinde artık ne kaçmaya gerek vardı ne de bir kurtuluş fikrinin peşinde sürünmeye tek isteğim son kez tüm ihtişamıyla kabaran denizi izlemekti öylece yaradılıştan bile eski yaralı bir kayanın üzerine oturdum ve sonunda avuçlarımı açıp yalvardım gökyüzüne ama dilimde hiçbir dua yoktu tanrıya yalvarmak değildi çünkü derdim avuçlarımda bıraktığı yalnızlığı geri almasını istiyordum sadece y kuşağından |
ağlamak denize kalıyor,
imgelerin ve ifadelerin çok zengin..
fark yaratıyorsun canım..
Çokça Sevgilerimi bırakıyorum.