BİR CUMA SABAHI (BENDEKİ SEN)yine böyle bir şafak vaktiydi yolların beni sana götüreceğini bilmeden çıkmıştım güneş yanığı gözlerimde uykularımı aralamıştım çok sevdiğim bir kitabın arasında kalmıştı/işaret parmağım demek ki ayraç’ı hayatımın tam ortasına koymak için saklamışım bir Cuma sabahıydı nur’unda huzur bulacağımı biliyordum ama,seni bulacağımdan haberim yoktu ne garip her defasında binlerce soruya cevap aradığım yolculuğum suskundu bu halimin/malumun tarifi olduğunu bilemedim ne yalan söyleyeyim nice sevgiler duydum gördüm ve şahit oldum ama "aşkın" cevabını bir türlü veremedim çünkü ben hiçbir şeyden bu kadar vazgeçmedim kalemde mahir olan elim kelam’da,sol yanımı tutup/durmuştu bir sürü anlamsız bakış arasında gözlerinin derinliğinde/gözlerim kaybolmuştu söyler misin bana : o nasıl bir gülüştü umutla geçen her an bu güne kadar beni hep,arkamdan hançerlemiş meğer o gün ve o yolculuk beni sana götürmeseydi eğer yaşadığım her an’da hakkım kalacaktı ama şimdi sadece sen’de aklım kaldı usul usul teslim olmuştum gülüşüne yüreğimdeki heyecanı nasıl anlatabilirdim ki zaten unutmuştum kelimeleri sahi ben konuşurken,sesim hiç titremezdi ne yaptın bana böyle ıssız/sessiz ve karanlık gecelerimin ışığı oldun şimdi,her kayan yıldızın kuyruğuna/dileklerimi bağlıyorum ve özlemenin/sevmek kadar güzel oluşuna ağlıyorum küf kokan bir mahzenden çıkarmaya kıyamadığım duyguların çürümüşlüğü var yüreğimde bir sevda gülü diyorum duvarlarında yeşerir belki de "sen" kokan her nefes alışımda/beni biraz daha yakan bir yol sonrası Cuma duası mıydın "Amin" dediğimde kabul edilen bilmiyorum yoksa sorularımın cevabı mıydı yüreğimi ayaklarına serdiren "sabra mecal kalmadı " derlerdi de inanmazdım meğer ne zormuş beklemek sesini duymak gülüşünü görmek ve ölmek ölmek (!) ah (!) ölmek yok mu "ölmek" toprak diyorum (!) hani o gün gelince, kabul etmesin beni yüreğine gömsünler kirpiklerin mezar taşım olsun namazımı sadece sen kıl e mi kimseden alacağım helalliğim yok çünkü ben helal ettim/kalanı onların olsun sana gelince bir dua olarak kalma avuçlarıma düş ne olur attığın cehenneminde yanmak ızdırap vermiyor ne ahım var/ne de eyvahım/sevda’dan yana kime kalır bu bekleyişin yas’ı bilmem ama yok oluşun sızısı var içimde beklemek özlemek ve sevmek harman oldu bedenimde/savruluyorum şimdi, hangi helalliğe yanayım zaten ben yokluğunda yeterince bedel ödüyorum İbrahim ÖNÜÇ |