NASILSA
Buhar olmadan hayatın demliğinde
Hangi kıvamı bekliyor, bilmem ki zaman Sabırla sınanmış dakikaları, ömre çevirirken Bir gülüşü bile, hatırlatmıyor Bir de sürgün sevdalar yok mu Ah (!) öl diyor ! Öl ! Bana bırakma ! Kalıyorum Balkonsuz bir evin penceresinde Bir boşluk seyrettiğim, uçsuz bucaksız Hayallerim darmadağın Dışarısı kar Dışarısı boran Dışarısı fırtına Ve bir uğultu kulaklarımda İsyanı başlıyor geçmişimin Düşüyor bedenim Geleceğin boşluğuna Sonra Sonra hasreti yatıyor başucuma Ben saçlarını okşuyorum Sadece o, gülümsüyor bana Hangi susuzluğun kuraklığını yaşıyor topraklarım ? Ümit ümit tükenirken Sayfa sayfa karalanmış bir hayatın Hesabını vermek te var Gel de çık işin içinden Hay senin çarkına felek (!) diyesi geliyor insanın Ve soruyorum Hiç mi hatırası kalmaz, bir tek baharın Ümit bitik Sevdalar yarım Kavuşmalar kısa Bir de "vuslat" var ! O da, imkansız nasılsa ! Oy ömrüm ! Üçün/beşin kalmadı İstediğin gibi geç Acısı benim Tatlısı senin oldu, bütün zamanların Geldin/gittin nasıl bir fasılsa Bir duam var, gerçekleşmesini istediğim Son nefesin, son dileği gibi bil Gün olup harmanda, savrulunca tozlarım Ardımdan dua, bir yana dursun Lazım değil, kimseden helalliğim Gülüşüne kurban olduğum meleğim Yüreğine gömsün beni Kefen istemez nasılsa İbrahim ÖNÜÇ |