CENNETE ULAŞMAK (3)
Havvaydım ben,
Ve tersine bir yolculuktu benimkisi… Her günahın tohumu bendeydi… Ama aslında tek suçlu Adem’di… Yelken açmıştım ireme doğru, Teokratik totemlerin işlendiği, “cihan” bandıralı gemimle… Mistik bir göçtü bu yaşanmışlık, Ceplerimde bir sevgiden arta kalan, Cam kırığı düşler… Ertelenmiş, dahası kaybedilmiş sevinçler… Ve hayaller solgun, Her şey bir is lekesi esmerliğinde şimdi… İki alem ortasında nakşettim, Bu kimliğe muhtaç, öksüz dizeleri… Ne cennet şefkatle bağrına bastı beni; Ne de cehennem kabullenebildi , Bu günah timsali, aciz bedenimi… Zavallı bir mülteciyim artık … Gözlerim iki ufkun çizgisinde mahpus… Kaderim ; Asker yolu bekleyen sevgilinin dalgın bakışlarında gizli… Soyutlanırken ebedi alemden, Ellerim bir boşlukta asılı, Ve öylesine donuk kaldı… Resmedilememiş güzellikler gördüm… Bir pırlanta parlaklığında, Lal kızılında ve hatta zümrüt yeşili… Dokunamadım hiç birine… Neye dokunsam altına dönüşüyordu, Ama altın ısıtmıyordu buza kesmiş bitap yüreği… Kalbim bir viran ören köhneliğinde şimdi… Kalabilir miydim burada ebediyen? Sonsuz huzura gark olabilmek muhtemel miydi? Başak sarısı umuda doğru koşabilir miydim özgürce? Ya da koparabilir miydim? Cennet bahçesinin en nadide güllerini… Akar mıydı ilahi aşk beyin hücrelerimden; Ayak bileklerime doğru, Coşkunluğunun katığı bir serkeşlikle… Evet …. Hepsi ihtimaller dahilindeydi… O yasak meyveyi tatmasaydım, Kimbilir………. Belki……………………………. Her kadın Havva’dır bir parça; Ve her erkek Adem’dir aslında… Ve günahkarlık kan niyetine dolanır durur, Ezelden beri, Damarlarımızda…. (14/07/2007-ANKARA) (A-Y) |
Her bir dizesi sayfalarca anlatılacak, anlamlandırılacak dizeler zenginliği,
Anladım kıvrak ve coşkun bir zekanız var.
Ve bu enginlik karşısında saygıyla eğiliyorum.
Yürekten Kutluyorum.
SELAM SAYGILAR.