Öpüyorum...
Şu dünyada neyleyim sensiz?
Sen varsan şiir gibi yaşarım, Sen yoksan sana şiirler yazarım, Şu dünyada neyleyim başka? Gençliğimi sana verdim ben Seni severek büyüdüm ben Ve seni severek yaşlanıyorum Şu dünyada neyleyim ben? Beni hem ihtiyarlatansın Beni hem gençleştiren, Inandığınız Tanrı, hanımefendi Seni sevmek için var etti beni Sözünden çıktığım yok hiç Varoluşumu, sürdürüyorum hâlâ Yolumdan şaşmadım hiç Seni seviyorum hâlâ Başka neyrim ki ben? Ama kayboluyorum bazen Akıl sağlığımı kaybediyorum Tanrı’nız hanımefendi Sevgimden büyük vermemiş aklımı... Tanrı nedir hanımefendi? Sevgi mi? Yaradan mı? Güzellik mi? Tam olarak bilmiyorum ben Ama bu eşgale uyuyorsun sen! Ölümsüz ama o, diyeceksiniz Aşıklar ne zaman ölmüş hanımefendi? Ahh, ne kadar yücesiniz gözümde, Bir bilseniz, bilseniz , bilseniz... Siz ki varolduğumu belki hiç bilmeyeceksiniz, Bu şiirleri hiç okumayacak, Ve benim inançsız kaldığımı Siz yokken hiçbir şeyi tanımadığımı... Hak aşkına yanan bir can düşün Tekkesini, kuran-ı kerimini Kitabını , minberini Büyük , kutsal bir şeyi Kutsal hislerle öpen biri gibi Öpüyorum, kutsal bir biçimde Sizin güzel gözlerinizi, kalbinizi Çünkü bende hak aşkına yanıyorum Çünkü siz benim Hak’kımsınız... Su akar gider, ömrüm gibi Onunla beraber ben gider, sen gider Içim içimden gider, biz gider Buluruz yatağımızı, Penceresinden bakmışsın ki Evren ışıl ışıl karşında duruyor Yatağımızda aşk uyuyor Ben ise Tanrı’nızın yüreğini öper gibi Öpüyorum dudaklarınızı... |