KAN/AYAN(Selma Pekşen)
KAN/AYAN(Selma Peşken)
Sus! Dinle! Can kesilsin kulağın, Toprağın asırlık dilinde… Nal sesleri gelir yüzyıllar ötesinde, Yorgun kısrakların, kanlı gözlerinde Bad-ın kırbacı şaklamakta… Yelesinden damlayan ter, Şimdi bir gülün damarlarında… Nazar eder mor sümbüller, Hasedinden menekşe kurumakta. Ne duruyorsun! Eğ başını Selenge, Önünde üç okun yüreğiri dikilmekte… Ra’nın kızıl saçlı kızı! Söndür ateşini Nil’in koynunda, Mah-a karşı Börtüçene ulumakta… Bıçkın delikanlı naraları, kılıç Kına dar gelir bileyi… Devrana güç yetmiyor, bükülmüyor bileği. Zaman, Huzmesinden süzülen pir. Hey aksakalına kurban… Kırbasında cesaretin son damlası, Çal bıçağı boynuna, İsmail kurban… Bıçak keskin, Bıçak asi… Nemrut’un ateşi soğudu, İbrahim’e boyun eğen kor gülleri… Ateş korkak, Bıçak arsız, Direndi, isyanına sahip giz. Taş yarıldı da ikiye, Oğula değmedi, katıldı babanın elleri… Melez kurşunların elçisi toprak, Hünkârın ayak izleri alnında… Bağrından sızan kan, Daha gül dalında kurumada… Toprak aç, Toprak doyumsuz… Kus şimdi sindiremediğin yazgıyı. Fatih’in ayakları tutulmakta, Şüheda demli balçıkta… Ferman senden Hak! Bekasında kirmanı dönmekte vaktin, Hallacın iğinde ömür… Kefene dar gelir nar, Parçala zühresini afakın… Sunaklara eğilsin baş, Cellat zaman, Nezir zamansız… Secdelerde uyanır ölüm, Kan/ayan iblis taşa tutulsun… Emri vakidir kulun… SELMA PEKŞEN |
"Eğ başını Selenge,
Önünde üç okun yüreğiri dikilmekte…
Ra’nın kızıl saçlı kızı!
Söndür ateşini Nil’in koynunda,
Mah-a karşı Börtüçene ulumakta…
Bıçkın delikanlı naraları, kılıç"
Esenlikler..