Seni sevdiğim günlerdiseni özlediğim günlerdi köprülerin altından ne suların aktığını bilmediğim şehirde birileri geçip gidiyordu işte normal evler vardı o zamanlar normal Ankara evleri minderinde sedirinde oturup çay kahve içtiğimiz yere sofra altılar serilirdi o zaman bir kasnak, üstüne sini bir tas, sahan vardı üstünde çorba yemek konulur kaşıkla çatalla uzanılırdı yemeye baba başladıktan sonra insanlar ne kadar sesini çıkarırdı bilmiyorum kol kırılır yen içinde mi kalırdı yoksa bir kent mi duyardı aynı acıyı yaralar nasıl bunca derinleşti kül basmakla geçmedi yetmedi komşunun doktoru olmak kan sızdı seni beklediğim günlerdi daha kimlerin beklediğini bilmediğim düşlerim yaşadığım gündendi herkesin dış yüzünü gördüğüm oysa fink atarmış içlerindeki düşman kuşanırmış silâhını bir yoldan diğerine geçerken ya da gelip çayımı içip kekimi yerken çekmeye hazırlanırmış şarzörü ona bir iş öğretirken ne kadar yorulurlardı kim bilir yeni günler hazırlarken oysa kapı komşusu gibi bir şeymiş ölüm yaşama tutunurken direnirken hakkını ararken sabah ezanıyla kapısını açarken arkasında bırakırmış hayatı uyurken son ne zaman yazar seni sevdiğim günlerdi.. 05. 01. 2020 / Nazik Gülünay |
yüreğinize sağlık Saygilarimla.👏