Hiçbir sayfaya adım atarsın sen olan bir odaya kurumuş bir çiçekten başka bir şey çarpmaz gözüne derken hortlar anılar bir bir kovarsın işe yaramayan suretleri iyi ki gömmüşüm dersin şeytan görsün yüzlerini s’olmayan aşkı yaşamak da insani demek yılları boyamış hüznün rengine cendereye almış günleri giriş çıkış yasak bir tutsak hanede kendince kuş uçurmak bir memur yetecek mi kayıpları hesaplamaya dolaptaki defterlerde günlük kokusu kim girer küflü yuvaya öyle yükseklerde değil yıkılış bir taş yuvarlanmış bir taşın ardı sıra yer yine yerinde göğü boşuna aramışım arkanda elimdeyken bütün yıldızlar yol açarken güller bana sen demişim içimde boy atan ummana izin vermemişim girsin bir deliğe yokluğa mahkûm olsun sureti ne olduğunu anlattı bana boş yıllarda gezinip durmak hiçti derine inmezse sızı bacalarda tüten ateşsiz duman hiçti hiç.. 04. 01. 2020 / Nazik Gülünay |