pigme
zaman ömrümün kamburunda ağır yük
kalburda elenmez gözüme dolan kum kervanlar geçiyor içimin tenhalarından çöl yalnızlığı, kum fırtınası kan damlıyor avuç boşluklarıma ey kuş tüyü sevdalardan gelen lisanım sükûta dikişli, içim kan revan tut ki yüzüm mahşerde benim tut ki alnım yazgısından avuçlanmış nereye götüreceği belirsiz karanlık bir sırata uzanıyor gözlerim h/isli bir akşamın tavernasında yürürken rıhtımlar göçü yaşıyorum suyun aynasında prangalı içimden sana açılan bir kapı volta alanlarım "akşamın rengi suya dalıyor gözlerim denizde" denizde ölüm sağ bir ideolojinin sol darbesinde devrikliğim epigrafi savunmalar anaç sorgulara gebe düşten kaleler, kaleden düşmelerim seni sevmişliğim geçiyor tüm savunmalarda pigme boyunda kalmış meğer düşlerim yorgun gerçeğimde epidemi içimi coplayan özlemin etkisiyle kabul diyorum... bey deviren aşklardan geldiğim doğrudur sürün mazgalları, kitleyin kapıları serçelere ip atlatmasın artık yüreğim. |
Öz ve anlamlı, yoğun çalışma olmuş…
Tebrik ederim…
............................................... Saygı ve selamlar..