4
Yorum
9
Beğeni
0,0
Puan
331
Okunma
zaman ömrümün kamburunda ağır yük
kalburda elenmez gözüme dolan kum
kervanlar geçiyor içimin tenhalarından
çöl yalnızlığı, kum fırtınası
kan damlıyor avuç boşluklarıma
ey kuş tüyü sevdalardan gelen
lisanım sükûta dikişli, içim kan revan
tut ki yüzüm mahşerde benim
tut ki alnım yazgısından avuçlanmış
nereye götüreceği belirsiz
karanlık bir sırata uzanıyor gözlerim
h/isli bir akşamın tavernasında yürürken
rıhtımlar göçü yaşıyorum suyun aynasında
prangalı içimden sana açılan bir kapı volta alanlarım
"akşamın rengi suya dalıyor
gözlerim denizde" denizde ölüm
sağ bir ideolojinin sol darbesinde devrikliğim
epigrafi savunmalar anaç sorgulara gebe
düşten kaleler, kaleden düşmelerim
seni sevmişliğim geçiyor tüm savunmalarda
pigme boyunda kalmış meğer düşlerim
yorgun gerçeğimde epidemi
içimi coplayan özlemin etkisiyle
kabul diyorum...
bey deviren aşklardan geldiğim doğrudur
sürün mazgalları, kitleyin kapıları
serçelere ip atlatmasın artık yüreğim.