AYAZDA
Karlı bir kış sabahının arsız piç ayazında
Hüzünlü şehrimin dar ıslak sokaklarını Arşınlamaktaydım yine öyle bir zaman… Çelik kor gibi yumruk olup, gelip vuran Soğuk dağlamaktaydı yanmış bedenimi… Bense taş kaldırım üzerinde bekleyen Israrla morarmış ve üşümüş ellerini Nefesiyle ısıtmaya çalışan bir adam… Az önce etrafımda döne döne savrulan Kar taneciğine yüklemiştim hayallerimi… Dağların kopup gelen derin türküsünü Mırıldanmaktaydım yine dilim ucunda Dudaklarımdan dökülen kırık ezgide… Uçan kuşlar yoktu artık gökyüzünde Bilmem hangi baharlara göçmüşlerdi… İçimdeki senden parçası kalan hüzün Depreşir önümde yine bütün heybetiyle Götürür beni yalnızlığının senfonisine… Kal der kal içimdeki çocuk ‘’sakın gitme’’ Bakarsın gelir sevdiğin tüm hayallerinde… İbrahim Soyalar |