NASIL BİR DÜNYA İSTEDİĞİM
Gönlümden geçen ya da ütopya ulaşılmak istenen…
Sonsuza dek unutulmanın kahreden yalnızlığının, Yalan sevgiler eşliğinde yok edilmiş güzelliklerin, Aşksız bedenlerde yaşanan kavuşamaz ayrılıkların, Gönül kırgınlığına uğrayan kırık sızıda kalplerin, Gülümsemeyi bile unutan darmadağın yüzlerin, Umudunda yitip giden soluk ve silik ruhların, Endişeli bekleyişinde tuhaf karanlık geleceğin, Aldatılanların, üstüne basılanların, ezilenlerin, Yüze gülen samimi yalancıların olmadığı dünya… İliklere işleyen ayazda kahreden yoksulluğun, Sefilliğin, üryanlığın, lokma ekmeğe muhtacın, Gözü yaşlı çocuklar; sefaletin sınırında açlığın, Anaların dinmeyen gözyaşlarının olmadığı, Soysuzların önünde el pençe divan duranların, Hacıyatmazların, dalkavukların ve kuklaların, Pohpohçuların, şakşakçıların, çanak tutanların, Alkışçıların, kayırıcıların, satışa getirenlerin, Bir top beze oy vererek kendini satanların, Duyarsızların, beyni sulu cahillerin olmadığı… Hırsın, doymazlığının, hızlı haram varsıllığın, Hırsızların, düzenbazların, yedi düvel arsızların, Maskeler ardında gizlenen kirli çapaklı yüzlerin, Pişkinlerin, pisboğazların, rant peşine koşanların, Ahlaksızların, sapkınların ve hissiz hayâsızların, Ar damarını çatlatıp kabak çiçeği açılanların, Kan emicilerin, kemirgenlerin, leş yiyicilerin, Bir şey bilmeden böbürlenerek kaykılanların, Dolandırıcıların, sahtekârların, şerefsizlerin, Kalleşlerin, hainlerin, şirretlerin olmadığı dünya… Bolluk içinde beyin yoksulluğu yaşayanların, Örümcek kafalıların, kuş beyinli magandaların, Çirkeflerin, kurdeşenlerin, et kafalı embesillerin, Tatlı vaatler peşinde bin bir yalan söyleyenlerin, Gereksiz zırvayla havanda boşa su dövenlerin, Ötekileri ezerek omuzlarda zirveye çıkanların, Cefa çekenlerin sırtından daim sefa sürenlerin, El parasıyla har vurup harman savuranların, Yetim malına taze ekmek banarak yiyenlerin, Bol keseden mirasyedilerin olmadığı bir dünya… Ruhsal ve bedensel türlü tecavüzlere uğrayanların, Sefillikte bedenlerini arsız vücutlara satanların, Konuşmazların, gölgesinden ürkenlerin, ilgisizlerin, Kaybolmuşların, kayıtsızların, faili meçhullerin, Hakaretin, üniformalı cehaletin, çaresizlerin, Sömürünün, yargısız infazların, sürüklenenlerin, Kurumuş ot gibi dilsiz yaşamayı ilke edinenlerin, Yalanlarla dolu geçmiş masallarla kandıranların, Tarifsiz acılarla birbirine kırdırılan bedenlerin, Bir türlü filizlenip yeşeremeyen barışın olmadığı… İnsanoğlunun elinden çıkma ya da doğal afetlerin, İnsanlığı, doğayı, çevreyi, yeşili katledenlerin, Küresel ısınma için ellerinden geleni yapanların, Gıda diye bize kiremit tozu yutturan pisliklerin, Seralarda bitkilere zehir pompalayan katillerin, Dökülen yemeklerin yanında açlıktan ölenlerin, Devlet koruması altına alınamayan yetimlerin, Köprü altı çocuklarının, tiner kurbanlarının, Emekli maaşı kuyruğunda veda eden yaşlıların, İstismarcıların, riyakârların, din tacirlerinin… Daha neleri saymam gerekir bilmem ki dostlar… En önemlisi acı ve ızdırabın, eziyetin, yalvarışın, Kan ve gözyaşının, evlat acılarının, kahırın, Buğunun, belirsizliğin ve zifiri karanlığın, Görmemişlerin, duymamışların, bilmemişlerin, Olmadığı koskocaman bir dünya dileğiyle… Yüce Allah’ın ıslah etmesi umuduyla cümlemizi, Ölümlerin sadece yatakta ve huzur içinde, Yalnızca umudun, barışın, sevginin olduğu, Bir dünya boylu boyunca sonsuzluğa dek uzanan… Şimdi artık kötüden geriye bir şey kaldıysa eğer… İbrahim Soyalar |
...."Yüce Allah’ın ıslah etmesi umuduyla cümlemizi,
Ölümlerin sadece yatakta ve huzur içinde,
Yalnızca umudun, barışın, sevginin olduğu,
Bir dünya boylu boyunca sonsuzluğa dek uzanan…
Şimdi artık kötüden geriye bir şey kaldıysa eğer…"
Dileklerin,taleplerin,hayallerin gerçekleşmesini umut etmeli. Herbirimiz kendini düzeltmeye gayret ettiğinde, toplumda da daha haz veren manzaralar görülecektir umarım. Saygı ve selamlarımla.