sır aralığı
bir hayale konuşmanın ne demek olduğunu bilirim
hayatımın yokluk gerçeği sensizliğim dilek ağacına düğümlenmiş kader bağım göğüme ipi salınmış uçurtmam kırk kez çırpılan kanat kırıklığı martıların tuzlu su paniğinde karaya vuran balıklar ve duvarlarımda yankılanan sensizliğin sesi ortalık darma durman neresinden baksam cümle halim karışık */* nerede kaldın acaba? */* içinde bin mana bulduğum yüzün ve bakışlarından akan neşe ırmakları gönül vadisine baharı çağlatan gelişlerin düş seferlerimin süvarisi ayak seslerin tam kırk yıl aynı ritimle dinleyip aynı açıdan seyrettim seni mahallede neredeyse her şey değişti kaldırım taşları ve dış kapı kolları dahil bir ikindi sonrası çay tadında gelişin bir de hasret rüzgarları gibi geçişin değişmedi her gün sokağımda aynı saatte beliren gölgen bugün biraz daha kısalmış gibi ve hesapladım tam üç saniye geciktin nasıl ürperdi içim ya gelmezsen diye insan büyüyünce ömrünün kısaldığını fark etmez sende gölgenin kısaldığını fark etmedin biran saçlarını mı kestirdin diye ödüm koptu kısalan gölgende lülelerin silikti ben, bina girişinin çökük basamağı ikinci katın tozla kaplı sessiz balkonu ve yine aynı açıya kurulmuş perdenin sır aralığı her adımında içimin fay hattını ölçüyor, yüz hatlarında aşkın coğrafyasını keşfediyorum... kırk yıldır olduğu gibi gelişindeki heyecan, gidişinin hüznünde boğuluyor neyse işte hayat devam ediyor... |
Çok iyi bir konu ve harika bir anlatım gönülden kutlarım...
....................................Saygı ve selamlar.