Mızrak
Aşk kalbin hücre hapsidir
Gönül mazgaldan cereyan yapar Damlayan su damlaları duvarı yontar Özlemler şiir yoluna duygu taşır o ara Sessiz hecelerde yükselir çığlıklar Yutkundukça acıyan yanlarını kimse bilmez Kan sızdıran yaralara em değil aşk Kalbin her atışı bundan kabahat Öğrendim... her gönüle yansımaz bu ayna Utangaç yüzümde üryan duruyor gece Kirpiklerime asılı düş seferleri Saçlarında gün batımı kokusu Bakışların anadolu ve içinde metro hattı İçim dalgalı, anılar vuruyor kıyıma Sessizliğimi bozan bu sesler Kalbim nasır bağladığında duracaklar Şimdi gücüm yok... Sana bakıyor yüreğimin kalabalığı Bedenim her iki bacağından felç geçirdi Gülüşlerim eğri çizgilerle kapalı Yokluğun varlığıma ağu taşıyor Solum nice trajediler yaşayan virane Tatlı sudan tuzluya düşmüş balık gibi Çırpındıkça daha çok acıyor içim Bu yorgun şehri sana bırakıyorum Kanlı günlerim ve iltihaplarım var Devrim kovalarını yaktın bu gece Domino etkisi yaratır yarın sabah Eski taş duvarda asılı kitap Seni öperek atlıyorum boşluğa Yokluğuna yorgan kaldırmaz omuzlarım Olsun.... Dişlerimde ezerken sigara izmaritini Parmak uçlarıma raptiyeleyip adını Aşkın ortak ağında kabuslar göreceğim Kolay olmayacak biliyorum... Unutuldukları bir gün olur diye beklemem Öldüren aşka kefen giydirecek değilim Otuz dokuz yıl sonra en sıcak yerdeyim Kanlı bir arenada, paslı mızrak ucunda Yıkılmışlığımın fotoğrafını çek Hakkını teslim etmek gerek... Yenilmişliğimi görüyorum bu aşkta Merhamet dilemem, sevmekte pişmanlık olmaz Biraz gayret... Saplarsan mızrakı kurtulacaksın bu yaradan... Stockholm / 23 Mart 2019 |
.................................................... Saygı ve selamlar..