Oysa diye başlamak vardı hikâyeye İçinde kurup kaldırdıklarımla Olsun
Açık havada Baş ağrısı ne garip Saklaması zor zaman çığlığını Yıldızlar itirazda ve kıskanç Ayağı sürçer üstelik Gözüme düşen kirpiği öptüğümde Sallanır ruhum sabaha karşı
Tüten baca üstünde Rüzgâr da üşüyor biliyorsun Evlerden sokaklara kaçan öfkeler Ayak altında büyüdükçe büyür Binlerce kül zihnin bataklığında Körler ordusu ulemadır ince işlerde
Cümlelerin geri dönüşü yok Kır çiçeklerinin soyu tükenmiş Kanlıca sırtında Soğuk hava bulutlar yere düştü düşecek Kalabalıklarda inatla yapayalnız Başka bir fikir söyle de Ahh! Anlamasınlar ağladığını
’Oysa diye başlamak’ Şafak vakti takılıyor dilime İçime fırtına gibi yağar sessizlik...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Kül ve Sükût şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Kül ve Sükût şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Bilge kişi; Şair bir insan böyle içten yazılan bir şiir okudumu daha da şairleşiyor... Şiir sevilsin, şiir okunsun, şiir yazılsın… .................................................... Saygı ve selamlar..
Ah o sessizligin dili olsa da konussa. Ne cok birikmislikleri harmanliyor yurek. Duyarli insanlarin gozlemleri keskin olur, hep icine atarlar/ Kimbilir ondandir hassas oluslari, incelikleri Ummum. Kalemin yine dokundurmus en guzelinden. Harikasin ve yurektesin.
Tüten baca üstünde Rüzgâr da üşüyor biliyorsun Evlerden sokaklara kaçan öfkeler Ayak altında büyüdükçe büyür Binlerce kül zihnin bataklığında Körler ordusu ulemadır ince işlerde
Saygılar sunarım