İs'af
sonra kaseti koyduk
cam gibi eklemleri vardı doğulu bir abdal’ın göğüs ucunda karanlık ve acı geri gitmeliyiz timsahlar kuyruğunu kaldırmış esmer bulutun iskambil kağıtları gibi dağılacağız ve palyaço maskeleriyle bir kıymığın etrafına dolanan ceviz kırıcıları bir havayı taşırlar zamanın kabuğunda şeritleri koparan, ve köşeli odanın kenarlarında turuncu ellerini kavuşturan mağrur bir siluet eğilip boynumu öper belki bir fısıltı veya bir şey söylüyordu. ... sevgilim boğuk tuhaf bir ses gibi karla dedi bazı geceler bir kızılderili gibiyim kuşanıp mızraklarımı dudağımın yaralarına bastırıp bir kuğuyu indirdim göle vaktiydi iniltili sesi gelmiyor suyun. |
Kalemin susmasın
_____________________Selamlar