'p. üzerine boya'bir tornavida bulup, bildiğin yerden ucu nasıl da yıldız, bir şarkıya uzanmıştı ellerinin arasında kiremit rahatsız edip vura vura vura vura aynı şeyleri soran aynı zamanda canı sıkılmış insanların yüzünden kaçtım bir şehirden yetmezdi veya ülkeden bilinmeyen yerler bulanlardı zor vakit dostlarım ellerinde ne gül ne menekşe ne de vefada müşkül bir tutam mutsuzluk hangi rengi eksik boyanmıştık yağmur yağdı, kaset çaldı, vakit öyle bir geldi: herkese karşı bir dargınlık beni de götür buralardan, kuşlara denize ölmeye diyemedim ne kalır insanda geriye çok yakın iken gidememek ve dahası hangi yazın rüzgarıydı adamın dudağını okşayan hangi davanın reddine yalnızlıktı kadının kalbini araştıran. sonra r geldi, sonra geldiği gibi gitti ateş önce kavrayanı küle çevirdi külleri üfleyen rüzgâr özlemle ıslattı boyanmaya yakın yüzün duvarını vura vura vura vura söküp aldılar içimden içini içten yıkılan kaleler hayal edip şarkılara serip hayalini son kez kahkaha attım |