jhkhlkhjlkjh
sen cok mesguldun
düzeltmen gereken rafların vardı tutturulması gerekn hesapların bitirlmesi gereken boya badana tadilatların yetiştirilmesi gereken acılısların kapanısların sen olmazsan aksardı işlerin bense sen olmadanda yasayabilrdim... sen cok mesguldun musterilerin vardı hergun gelen sorular soran ve cevaplar hazırladıgın cevaplaman gereken telefonlar vardı araman gereken dostların kardesin vardı canı sıkıldıgında destek olman gereken cok yorulurdun yoruldugunda dinlenmek icin uyuman gereken bir hayatın vardı sonra erkenden kalkıp işe gitmen gitmeden önce giymek icin secmen gereken elbiselerin cok mesguldun sen ve iyi gorunmen gerekiyordu gulumsemen yasadıgın tum fırtınalara ragmen yol gostermen gerekiyordu işe yeni baslayanlara hırsların vardı ve isteklerin yükselmek icin mevki sahibi olmak icin fedakarlık gerektiren yoruldugun zaman susman ve kullanman gereken aldıgın egitimlerini hakkını verip oynaman... cok mesguldun sen bulundugun yeri kaybetmemek icin kendinden tavizler vermen akıntısına kapılman bu hayatın dolu dolu yasaman karsılıgında uzerindeki safralardan kurtulman gereken... cok mesguldun sen gercek bir hayat karsılıgında hayallerinden vazgecen sonu belirsiz bir gelecekten planlanmıs sonucları onceden hesaplanmıs ayakları yere basan aklı basında bir birliktelikti artık bekldigin ve ben bir numara kücük geliyordum artık beklentilerine cok mesguldun sen ben telefon basında tırnaklarımı yerken nasılda huzur dolu hırs dolu arzu dolu bir hayatın kollarında zevkten inlerken sen ben bir kaybın hasarlarını soruyordum içimdeki komplo teorisyenlerinden uzak kaldıkca senden aramızdaki mesafeler katlanırken her gun biraz daha zor nefes alıyorken öyle mesguldun ki sen zaman zamanda olsa sesimi duyma geregini bile hisetmiyorken üstünü kapamaya calısıyordum sen yoksun diye durmadan icimde actıgım yaraların telefonun basında aramanı beklerken aklımı sıradan televizyon dizileri arasında pay ederken elde kalanları alkole basıp ’gittin işte artık yoksun’a alısamayıp sudan bahanelerle uzatıyordum bu karsılasmamayı... sabah uyanıp işe giderken aksam olsun diye söylenen küfürbaz bir ihtiyar gibi her aksamın karanlıgında gömülürken umutsuzluga nasırlanan parmaklarım anlatmaya calısırken öyle mesguldun ki sen.... |
aksam olsun diye söylenen küfürbaz bir ihtiyar gibi
her aksamın karanlıgında gömülürken umutsuzluga
nasırlanan parmaklarım anlatmaya calısırken
öyle mesguldun ki sen....
yine mükemmel bir şiir...
tebrikler...