seni yaşarken...
yanlıs yerde yanlıs zamanda söylenen sözlerin
toplamını cıkarınca sustuklarından sokulurken bedenin bedenime alev alev yanan bu ten sönmek icin yalvaran avuclarımın arasındaki bu ıslaklık ısırırken dudaklarımı seviyorumlara yeni caresizlikler eklerken kafiyesi tutsun diye belkide iç çekerken ansızın içine cekerken nefesimi titremelerine anlam ararken nasılda tutulurdum sen nefes alıp verirken kapamısken gözlerini gecenin kör karasında bulanırken günaha seytan bile arkasını döner bu inkara aklımı basımdan alıp gidiyorsun ya tek basına hangi cografyanın ikliminde buz tutar bu beden sokulurken üzerine sen ölümsüzlükmüdür vaat edilen bu yuzdenmi tanrılar bir yuzyıl fazla yasar en cok sevilenden bu yuzdenmi adam yarım kalır sen düsüncesini icine dusurmeden bu kayıp ruhlu şair inlemelerini tutarken dudaklarının arasında cıkaramadıgı sesleri benzetmeye calısır sen uyurken soluk bir ekran ısıgında yazmaya calısırken basarısızlıklarını sudan bahanelere yuklerken ne cok geniş zamana sarkar bu tad gecmesin diye damagından öpmesin diye baska beden kıvrımlarını susar sustukca icindeki bu yangında kavrulup eridikce anka kuşu gibi seni aklına alıp yeniden dogar.... |
zaman düşer yelkovanda..zeminde acı..