sınır/sızım
sen ey
hem hürriyetim hem tutsaklığım sen/ kendime vardığım hududum düşlerim değil bendim o kırdığın ve zerrelerini hoyratça kainata savurduğun… -şimdi /savrulduğum tüm zamanlarda tek tek biz’i buldum- meğer benmişim hep sabahları üşümeyesin diye telaş telaş göğüne güneşi taşıyan zemheriye inat baharları sırtlayan ve her gece sırf karanlıkta kalmayasın diye hüznünden ayışığı damıtan ayağına taş değse yağmur olup ağlayan... senmişsin meğer ezelim ebedim saklımdaki mabedim cemim cümlem hem çiğliğim hem dem’im dinle bak duyuyor musun hep adını zikrediyormuş tüm hücrelerim... sen /ey varım yoğum azım çoğum canına can yoluna yoldaş olduğum etme bizi biz’den ediyor bu suskunluğun… |