Her şey kadar...Konuşmak ve susmak Uykuları parçalamak inen karanlıkla birlikte... Sabrın yanık yankısında yar yarası Alnımın ışıklı yamaçlarında aşk Sözcüklerle yerleşen gölgeler Bakışlarındaki imgelere direnen kır çiçekleri Büyüdükçe ağaçlanan Hiç bir şey bilmiyorum Muttasıl zamandan saat sormayın bana Seyredin yüzümün kızıl perdesinden Bülbülü ve gülü Ruhuma dolan suyun hafi dalgaları Eteğimin bir ucundan tutarak Yalvartsın sessizliği Nasılım... Düşün kalbindeki isimsiz ormanı Sazının teline vuran özlem ateşindeki kıvılcımı Gecene tül tül inen semayla bir Kanıyorum kıyılarına susayarak Toplandı mı derinlerine canan Her şey kadar gerçek Her şey kadar düş Her şey kadar... Günün en kuytu yerlerine Ihlamur sıcaklığıyla saklarım seni Çocukluğumun güngörmüş martıları sancılı Alabildiğince çığlık dolu odam Ki,bütün odalar bana susuyor Gamzelerinde aklım Damla damla çiçeklenirken Düğmesini iliklerim ceketinin Bir şiir gibi Bekar gecede Yalnızlığım nasıl da çoğul Akar pencereme doğru deli bir yağmur Senden başka kimse gelmiyor Kör noktada yaşamak/ Yaşamak güzel diyorum Sen kadar Her şey kadar.. Ahh Haykırabilsem dağ başlarına seni Ağzımın kıyısına soluğum olur musun Sakalına düşen her beyaz gibi Özlerim seni Ahh Kaçsam buralardan Sonsuz bir acı kıvrandırır şuramı Hayatın tırnaklarında umudum Ne istediğimi biliyorum Ya gir koluma Ya da al avuçlarına yüzümü Bir Mayıs kadar |