çoktan idam edilmiş sözlerimmülteci bir yara boğazımda, parmak uçlarım kağıt kesiği, kendimi müsvetteler içinden ayıklayamıyorum. sızın sızın fısıldıyor göğsüme bir sanrı, müebbet yemişe gerekmez dervişin sabrı... kanayan yara üveymiş, aklım kendi kendine güvey. üçün beşin lafını yapmıyor artık nabızlarım, günlük üşengeçliğe bırakılmışım emanet. çoktan idam edilmiş sözlerim. gönlünde uçuk çıkmış beni severken, her renk kıyafet giyiyor üzerine ben karanlıkta beklerken... sonra öksüz değilsin diyorum kendime. öksüz değil; başka bir şeysin sen... iki kelimelik olmak zül kılınmış sana, cümle bile değilsin ömür verdiğin dudaklarda. "kimin boyadığını bilmediğin bir evde yaşamak tırnaklarınla kazdığın mezarda benle yatmaktan evladır elbet..." sonrası olası bir boşluk sadece, sadede gelmemiş bir yok oluş öyküsü. nasipsiz günler, ölene kadar. ben selam ederim göz ucuyla geçerken, sen ellerini gizle cebinde üşürsün... dudaklarının kıyısına siyah bir ezber düşmüş, unutkanlık birikmiş ciğerlerinde.. öznesinde olamamışım hiç bir şeyinin, son bulunmuşum mısralarında. diz kırığı oturuşlara merhaba şimdi, her hücremin her yanı, her yanda şimdi... "tövbesi olmayan günah sevap mıdır..? ya da ıslık çalmak cehennemde. ?" "için için sen diye yanıyorken hem de" İsmail Yılmaz |
Kutlu dileklerimle.
Çok Beğendim.
…………………. Saygı ve Selamlar…