İNSANdüşünüyorum da doğulunun da bir evi vardır batılının da ister güneye baksın pencereler ister kuzeye uzakta veya burnunun dibinde ağaçlar, evler, dereler, köprüler vardır herkesin girip çıktığı bir kapısı, merdivenleri evinin çatısı vardır, çatıda kuşları tıklatırlar bazen pencere camını bazen pencereyi açık bulunca dalarlar içeri bir de evde yoksan yuvaları olur yatağın o kadar kuşları seven sen dayanamazsın evini bu denli sahiplendiklerine uzak veya yakın bir nehir vardır ne yüzler görmüştür o su ne çocuklar, ne anneler intihar edenler, köprüden düşenler, yüzenler bencileyin ayağına suya sokanlar vardır akarsuya karşı dimdik duranlar oysa belli olmaz sevgisi öfkesi kin duyar mı bilmem onu sevene insanlaşır mı karakteri? ne fark vardır doğu ile batı arasında biri sömürür diğeri sömürülür acaba bir yer değişme olur mu bir gün batı katlanabilir mi buna çocuklarının suda boğulmasına tecavüz edilmesine eşine dönmesine sokaklarının kan gölüne hangi yöne bakarsa baksın penceresi konsa bile pencere pervazına iki güvercin barış koyar mı çocuğunun adını doğuya benzer mi batı? düşünsem daha ne’ler çıkar altından görüntüdeki evlerin yolun merdivenin kentin ağaçlar geç sararıyor bu eylül insan geç olgunlaşıyor yetmiyor bunca ölüm zulüm kayıtsızlık, kendinden başkasına.. 25. 09. 2017 / Nazik Gülünay Şiirimi güne değer görü seçen Edebiyat defteri seçici kuruluna çok teşekkürler. |