13
Yorum
36
Beğeni
0,0
Puan
1254
Okunma
yalnızlığının bam teline dokunsam
yakalamaya çalışırdın önünden uçup giden kelebeği
can erirdi canı yakardı günler
suni teneffüs yaptırılırdı hayata
son kişi kurtarılacak gibi ölmekten
yaşama döndürülecekti sanki pek çok kişi
iyice çıkmaz olurdu yaşadığın dar sokak
bir kişi bile kaybetse kendini
yaseminin horozu atlardı aradan
dönünce çıkılan son araya
urgiye halanın tek katlı toprak evinin
önündeki toprak sekiye
talim ederdi o zamanki gençler
ali arkasıyla çekerdi fotoğrafını
sabahat’in Münevver’in bahire’nin
yüzünde deliliği alt eden bir gülümseme
daha ölenler sağdı o zaman
ismim dudaklarında incelirdi kiminin
kiminin kutlu bir menbaıydı adım
yine itfaiyenin arkasında giderdi sait eniştem
ekin harman yanardı az ötede
yine yanardı güneşten kızların yüzü
oğlanlar top ardında koşmaktan yorgun
ancak bir oyunda birleşirdi elleri
nasıl kovalardı sabah akşamı
bir başkaydı günlerin yorgun atı
yine kayardı yıldızlar gökyüzüne bakınca
dünya salıncaktı biz sallanan
bir yaprağın ucundan tutacağız sanırdık
bir çiçeğin koynunda yatacağız
dili hep bülbül gibi şakıyacak yârin
hiç eskimeyecek
topuklarının dövdüğü yollar..
05. 09. 2017 / Nazik Gülünay