Neşe Ararken Şunun Şurasında…etten kemikten değil, dilimin söyleyemedikleri. aklımla sevişen hayalinin terbiyesizliği, aşka düşürür serseriliğimi. devingen iç karmaşıklığımın, imbiğinden silkinip, övünüp durur öyle gözleri kapalı dokunduğum ateşle çiftleşmişliğim… neşe ararken şunun şurasında, ondan uzakta birde ekşimese yüzü sözcüklerin, unutmabeni saksısında… dünyaya öfke, içime secde, düşüme sehpa kurulmuşum! kimi tapınır kimi ölürüm, ölümdür belki de tebessüm yol ayrımlarında… sırtımın hummasında, ılık rüzgarlar estirip, öpüşürüm ! tuzdan sararan yapraklarımla. kimseciklerin haberi olmaz; sevmek değil mi ki kabahatim, dudağından içtiğim… kim kimsesizliğime "yar" edinir, böyle bir düşün koynunu. yerlere çalmamış mıyım, dilimin tafrasını, kim diyebilir ki “O” yoktur varsın yok sanılsın canım… kıvrılıp mısraların nazenin kalbine, nasılsa sağarım, zamanın göğsüne serdiğini. nasılsa geri alırım ondan kendimi… -kapamalıyım şimdi gözlerimi- Hidayet DAL/Can Sokağı Lambaları 03.05.2008 |
çıtırtısı her yerde ayrı duyulan ama duyulan ille de.
saygımla...