Yeryüzünün tüm kamburları öpüşürken dudaklarımlaVazgeçmek yok Dirilt ademi yüreğinde yeniden Eylem sür sabahın kuruyan dudaklarına Bak gelincik tarlalarına, Kepenk indirmiş kuşlar eleğim sağmalardan. Yolum dağlara, Bıktım kentlerin sevinçlere kemer sıkmasından. Mor bir inilti salgılarken oksijensiz çığlıklar Nezaketen öldü diye yazılmasın mezar taşına adım. Vazgeçemem, Hüzün indekslerine yolculuk bu gece Çizilmiş bir tebessümün seyrinde. Bu gece korsan gösteri yapacağım sokaklarda Birinci şubede oturan müdavimlerden bahsedeceğim, Marmara’da kolu bacağı kırılan martılardan, Sıkılgan aynalardan, kefen giydirilmiş uykulardan, Vazgeçemem Beni bu gece yıldızlara götürün, Fırat Kerbela akıtır yüreğime Alın sizin olsun Sadom ve Gamora Alın sizin olsun Kabil Dicle’nin bulanık sularında göz kırparken bana Habil. Düşlerime düşen kandil hıra’dayım. Bahira’nın gözleri dolu Şam’a giden kervandayım. Mavi bir ay giriyor göğsümden içeri Hubeyb’i katlediyorlar hala düşlerimde, Düşlerimde düşlerimi vuruyor Kureyş Vazgeçemem Cibril kanatlarındayım kuşandım semaları, Yol Sidretül Münteha Aşkın ateşiyle kamp kurmuş yüreğime Ebabil, Ah kim durdurabilir beni Hızır’la randevum. Kalkın ey dostlar! Suları ıslatma vaktidir mum alevinde dinlenip. Vazgeçemem Ağaçların sessizliği koğuşları ısıtacak kadar Ve gecenin derisini yüzecek kadar sarışın çocuklar Her kıyameti ay ışığına astığım günden beri, Jimnastik hareketlerine başlar damarlarımda bir kirpi. Vazgeçemem, Kararlıyım ters akmaya nehirleri. Yeryüzünün tüm kamburları öpüşürken dudaklarımla. |