"iki nefes arası bir öykü""nur yüzlü elalemin dudaklarında ruhum daraldı iki büklüm izmaritlerde hayal söndürüyorum." elbisen de gün ışığı taşırdın sebebsizce, omzunda yaslanıp kalmanın bereketine düştüm. gün gün tüm keşkeleri rutubetledim sayende, küçücük gülümsemelerine bıraktım ürkekliğimi. -ve sen her asıl olanın sureti gibi, kabuk bağlamış yaralarımdan vurdun beni... "davete icabet eden secdelerimin dualarından kopuyorsun gusleden tövbelerini ne çabuk unutuyorsun..." kayıp bir şehadetin peşindeyim sanki, mahcupluk ve mağdurluk biriktiriyorum. söylesem apansız düşeceğim kuru yaprak gibi, sussam göz bebeklerimden vurulacağım biliyorum. -zaten ağrıyan dizlerime yağmur dilemedin mi..? inim inim gecelerime yüzükoyun susuşlar eklemedin mi..? "kendinde eskiyen ne varsa benden biliyorsun bozulmuş saat kadar bile doğruyu göstermiyorsun.." hangi sure yaptığının vebalini affettirir bilmem, ya da bu kaçıncı kez imansız tövbelere vedalanmam. çırılçıplak olsam, ayaz kessem suç karşında. giyinsem bayramlıklarımı, adı arefe olan günde öldürürsün beni biliyorum. -herkesin sıratı aynı yerde lakin, ama herkes müstakim değil yolculuğunda... "öyle ki sol yanım kırıştı ızdıraptan semaya açılan ellerin nasırlı aralarında amin denmeyi unutulmuş dua gibiyim..." nasıl başarıyorsun her umudumu yarıda kesmeyi, yoksa sende ikinci ihtimaller bulvarında mı doğdun ? fütursuzca ettiğin sözler harcadı varlığımı, ve ben isyan ağıtlarımla küle düştüm mahşerimden. esir çığlıklara çaresizlik ekledim, bir üç, üç beş, beş yedi, kendi uykumun başında nöbet bekledim. -pervasız bir cümlenin hecelerinde boğdun ya beni, bir şiirin şehadetinde vuslatıma şehit düştü nefesim... "araf’ta kalmışın umrunda olmaz ki cennet çok sevmenin hediyesi oldu ya cehennem kızıl öykülerden kapkara gözlerle intiharı intihar ettiren sözlerle nasıl ölünür şiir şiir seyret..." İsmail Yılmaz |
çok sevmenin hediyesi oldu ya cehennem
kızıl öykülerden kapkara gözlerle
intiharı intihar ettiren sözlerle
nasıl ölünür
şiir şiir seyret..."