Küskünlük yaşamın geçmişine…
Tüm susuşlar
Tüm direnişler Hep boşluk, hep karanlık Ve sessizlik… Zaman ki içinde kayboldukça, Hayallerim, düşlerim, Ardından gelen öfkeler, Hep yalnız zamanlar, Nisanın ilk gecesi Ve ardından bulutlanan yağmur, Mevsim beyaz, mevsim yeşil, Ilık bir rüzgâr tüm geçmiş, Yarınların korkusu, Geçmişin özlemi… Bir merhabaya, bir boyun eğme, Bir el sallama veda gibi bir cüsse, Korkuların içinde karanlık, Sen gidişinin beyhude yalnızlığı, Küskünlük, yaşamın geçmişine, Yalnızlığın geleceğine, Senin gülüşlerinin eksikliğine, Tek bir cümlene, Bir merhabana ayaz yemiş yürek, Bakımsız bir yaşam, Koruganlara sığınılmış hüznün renk değiştirmiş Ve sen geldin… Yenice bir günün, Yenilenmiş bir söz, bir hasret, bulamacı cümleler, Ve ben şaşkın, neredeki nefeste… Sen geldin, Ayak tabanları, Kaldırımlar ve Kıştan kalma kurumuş yapraklarla, Sen düşüncelerime, Koskoca kış sonrası, Nisanın ilk günleri, Bulutlar dağınık Güneş gölgeli, Toprağa düşmeye kararsız, Yağmur ve Tozlanmış toprak, asfalt, Yeni yetme erguvan pembesi, Yarını senle özleyen bir ben… Ellerim boşta, Gözlerim uzaklardaki açıklarında, Parlamaya çalışan denizde, Sen hayalinden yoksun, Geleceğe ürkek, geçmişe pişman Ve sen sesine özlemlerimle bir ben… Dünlerdeki sen, bu günlerdeki suskun sen, yarınlara kararsız sen bakışları ve ben yalnızlık sesi… Karanlık çarpışması ve korkusu, bir baş, bir kaçış kendine, bir kovalamaca kendinden sona ve küskün bakışlar kimsesizliğime… Yalnızlığımdaki kalabalık görüntüsü sen, kendime kıskanç bakışlar ve ürkek kelimeler ve bir bekleyişin zaman kovalayan… Yarınsız bir duruş özleme inat bir bekleyiş bir ses, bir gülüş işaretinin ardındaki sen özlemim… Karanlık ertesi bir gün sabahı düşleri sen ve içine yalnızlığını kilitlemiş çarpık düşlerle ben… Kesilmiş artık gök gürültüleri, unutulmuş nice sevgili sözleri, bir umutsuzluk gömülmüş toprağın derinine, yarısı özlemin boş hayaller, seni beklemenin vurgunları, yürekte üst üste kıyımlarda ve gülüşleri kapatan yalnızlığımdaki sen umudu, sen gülüşünü bekleyişim… Arda kalan eksik bir yaşam, umutsuz bir bekleyiş, korku, kurumuş, eksilen yaşam ve hasretin limiti sen gülüşleri sarsmış bedeni ve kol gezen yalnızlıkla ben ki sen mutlu musun yar sorusu… Bu zamanlar, sen gittikten sonra, kaçıncı bahar ardı bu yaz başlangıcı… Ve sen gittikten sonra ben kaç kez düşlerim de dahil ulak bekledim, olmadı, bir haber foto veya en kısasından bir selam, bir ses bekledim… Çok zaman geçti gecesi günü art arda yapışarak, geçiştirdim hayatımı, nefeslerimi oyaladım, sabit yıllara bakan gözlerim senden yana döndürdüm hep ama Kısa kaldı yıl zamanları… Kısa kaldı umutlarım ve kısa kaldı, takvim yapraklarına çizik atışım… Oysa sen, yüreğimdeki vuruşlardaydın… Bunu fark edince ben uykulara sardım kendimi, parlak ay ışıkları ile çoğu zaman uykudan önce konuştum da seni gözledim hep gözledim seni hep bakarsın bana diye… Mustafa yılmaz |
Beğenerek okuduğum ve dolu dolo haz aldığım şiirlerden...
....................................... Saygı ve Selamlar..