Ferhatsen yine yadımdan kahrıma düştün Ferhat sızılı dağın ardında düşledim gözlerini senin umuda güç olmuş ellerini, sevgini sonra bakışlarını, uzağı sevdada g’ören sevgiye gönül veren o aşık yüreğini saatler seni vurdu eline aldığında gürzü su’lar senli aktı bundan sonra eline aldın erki suretin yazıldı beynimin kıvrımına aşk, aşk diye sakındım sana değecek gözü senden bile her kez sözüm önce kendime sonra çözeceğimiz düğüme sırası gelecekti bir gün gerçek olması rüyamızın sazlı sözlü düşlerimiz son nefes gelse yine seninle sıratından geçecektik yabanıl t’uzakların, yolların sır kalmayacaktı iki duvar arasında odada, zârda sen ve ben çözecektik birlikte o düğümü nihayet saracaktık gizlerin çözüldüğü o yere sinmeyecektik hiç bir zaman gözünü karartsa da gökyüzü sırtını dönse ay, yıldızlar somurtsa gecede sevgimiz değiştirecekti rüzgârların asi hızını sürekli bize esenlikler verecekti dualarda sathını belirleyecekti dönüş yönünde dünya sanacaktık bu aşkla açılır iki gözü insanın sihir değildi elin yarattığı güç, nakış, iş sular akacaktı dokunduğumuz dağlarda ver ha sağacaktık kaç ömrü bu ince gözelerden sen gelecektin Ferhat umudumu yitirmedim sanki doğduğunda ilk kuzu, ilk akışında suların sabah gözünü seninle açacaktı menekşe sümbüller açacaktı yine bahçemin köşesinde sana koparacaktım yağmur damlası umut gibi suyla akacaktın dağ yüzlü sevdalım suyun bendim; görecektin bende aynını.. 10. 03. 2017 / Nazik Gülünay |