bir bulut
Uzak kentlerin birinde
kendi iklimini arayan bir bulut yağmurlar biriktirerek düşmüş yabancı bir dağın zirvelerine Öyle yalnız öyle dolu ki sıkışmış arasında bir kanyonun sarmalamış göçebelediği dağın da yükünü uzak çok uzak kentlerin birinde bir bulut yüklenmiş yalnızlığını bütün gökyüzünün en büyük haylazlığı ıslatmak olmuş bir tutam buğday başağını geçerken bir ekin boyundan geçmiş sessiz sakin sonra yine bu bulut sonra yine uzak kentlerin birinde güneşini kesmiş bir evin evin penceresinde bir çift göz perdesiz aydınlıklara hasret bir kadın usulca bakmış usulca bir bulutun yarınsız dağılışına Özgür Akın |