kırlangıç
Kırlangıçları düşündün mü hiç
ben düşündüm yüzüm gözüm kanadı hasretten fenalığında bir gece buhranlığının soluk soluğa uyandığında gece ağzım dilim kuru akşamdan kalma bir içki ağzımda ben düşündüm kırlangıçları da Göç mevsimiydi bana göre ve üşüdüm Kanatlarım titredi “mevsimsel” Üşüdüm ve hazirandı göçmeye uzaktı takvim yokluğun düştü gecenin aynasına kırlangıç hüznü dediler Ben düşündüm gerçekten ama üşendim uçmaya hasret gibi tanımsız yaprak gibi sarı ve takvim gibi griydi her şey sesin kaldı sessizliğinde her şeyin Sustum geçer bu dediler geçer bunun adı kırlangıç hüznü Özgür |